12. Gününde çatışmalar durdu ama savaşın seyri değişti
Orta Doğu’nun kalbinde yankılanan İsrail-İran savaşı, 12. gününe ateşkesle girse de, bu durum savaşın bittiği anlamına gelmiyor. Aksine, çatışmanın şekli değişiyor: Savaş artık sadece füze ve İHA saldırılarından ibaret değil; istihbarat savaşları, vekil çatışmaları ve siber cepheler gündemde. Gözler şimdi İran’ın stratejik hamlelerinde, İsrail’in yeni savunma planlarında ve küresel dengelerde.
Barışa Ara mı, Savaşa Hazırlık mı?
İran’ın son füze saldırılarının ardından, ABD arabuluculuğu ve Katar’ın diplomatik girişimleriyle ateşkes sağlandı. Trump’ın açıklamasına göre:
Ateşkes 24 saatlik bir geçiş süreciyle hayata geçti.
İran ilk adımı attı, İsrail 12 saat sonra dahil oldu.
Taraflar “şimdilik” çatışmayı durdurdu.
Ancak bu gelişme, savaşın tam anlamıyla bittiği anlamına gelmiyor. Ateşkes geçici; cephe arkasındaki hazırlıklar, yeni bir aşamanın habercisi.
Vekâlet Savaşları Başladı: Bölge Yeni Bir Çatışma Eşiğinde
İran, doğrudan saldırıların yanı sıra Hizbullah, Yemen’deki Husiler ve Irak’taki milis gruplar üzerinden İsrail’e yönelik baskısını artırabilir.
İsrail ise Mossad üzerinden nokta suikastlara ve İran’ın iç güvenliğini zayıflatacak hamlelere odaklanabilir.
Özellikle şu başlıklar dikkat çekiyor:
Tahran’da suikastlar yeniden gündeme gelebilir.
Suriye-İsrail sınır hattı, aktif çatışma bölgesi haline dönüşebilir.
İsrail’in siber saldırılarla İran’ın altyapısına yönelik operasyonları hız kazanabilir.
Cephe Genişliyor: Bağdat, Şam, Beyrut Risk Altında
Savaşın yalnızca Tel Aviv ile Tahran arasında kalmayacağı artık net. Son 48 saatte yaşanan gelişmeler:
Bağdat’ta Taci Üssü’ne saldırı gerçekleşti.
Şam hava sahası askeri uçuşlara kapatıldı.
Lübnan’da Hizbullah unsurları yüksek alarmda.
Bu durum, savaşın çok cepheli bir yapıya evrileceğinin sinyalidir.
İsrail Cephesi: Hükümet Krizi ve İç Basınç
İsrail kamuoyu, savaşın başlangıcında Netanyahu hükümetini desteklerken; artan kayıplar, iç siyaseti sarsıyor. Güvenlik zafiyetleri, ekonomi üzerindeki baskılar ve sürekli alarm hali, hükümeti zor durumda bırakıyor.
İsrail’deki bazı kaynaklara göre:
Netanyahu’nun kabinesinde çatlaklar oluştu.
İsrail halkı, savaşa değil güvene ve ekonomiye öncelik verilmesini talep ediyor.
Tel Aviv’de savaş karşıtı protestoların sayısı artıyor.
İran Cephesi: Stratejik Sabır ve Caydırıcılık
İran, savaş boyunca hem askeri caydırıcılığını gösterdi hem de diplomatik alanda üstünlük sağladı.
Ateşkese rağmen:
Füze bataryaları alarm durumunda tutuluyor.
Devrim Muhafızları, bölgesel müttefiklerini hazırlıkta tutuyor.
İran halkı, direniş cephesine güçlü destek veriyor.
İran’ın asıl hedefi: İsrail’in psikolojik ve stratejik üstünlüğünü kırmak.
yeni Savaş Alanı: Siber ve Uzay
Her iki tarafın da gelişmiş siber kapasitesi göz önüne alındığında, savaşın önümüzdeki günlerde şu başlıklara kayabileceği öngörülüyor:
Elektrik altyapılarına yönelik saldırılar
Uydu sistemlerinin hedef alınması
Bilgi savaşları ve dezenformasyon operasyonları
Türkiye Ne Yapıyor? Denge ve Barış Diplomasisi
Türkiye, bu süreçte bölgesel barışın en önemli aktörü olarak dikkat çekti. Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı, taraflara itidal çağrısı yaparken, bölgedeki Türk vatandaşlarının güvenliği de en üst düzeyde sağlandı. Türkiye'nin ilkeli ve kararlı dış politika duruşu, bölgede barışa giden yolun anahtarı olmaya devam ediyor.
Savaş Sona Ermiyor, Şekil Değiştiriyor
İsrail-İran savaşı, konvansiyonel çatışmalardan çıkıp asimetrik, çok katmanlı ve uzun soluklu bir mücadeleye dönüşüyor.
Ateşkes sadece bir “ara” niteliğinde. Asıl mücadele şimdi başlıyor:
Cepheler yayılıyor,
Yöntemler değişiyor,
Mücadele daha karmaşık hale geliyor.