Koalisyon Sözleşmesinde Belirsizlik Hakim
9 Nisan'da kamuoyuna açıklanan 146 sayfalık koalisyon anlaşmasının 16 sayfası dış politikaya ayrılırken, içerikte somut stratejilerin eksikliği göze çarptı. “Sorumlu bir dış politika, birleşmiş bir Avrupa, güvenli bir Almanya” başlığı altında sunulan metinde, dış politikada nasıl bir yol izleneceğine dair net bir yol haritası bulunmuyor.
Protokole göre, dış politika alanında karar alma sürecinin merkezine alınması planlanan “Ulusal Güvenlik Konseyi” kurulacak. Ayrıca, Dışişleri Bakanlığı 60 yıl aradan sonra CDU’ya devredilecek. Bu durum, başbakan ve dışişleri bakanının aynı partiden olacağı bir yapıyı beraberinde getirecek.
Dış Politikada Yeni Bir Dönem mi?
SETA Berlin Direktörü Ayvaz, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, önceki üç partili hükümet dönemindeki kırılganlıkların, yeni dönemde de sürmesinden endişe edildiğini dile getirdi. Koalisyon protokolünde transatlantik ilişkiler, Rusya-Ukrayna savaşı gibi kritik başlıklarda somut hedeflerden kaçınıldığını belirten Ayvaz, bu durumun dış politikada yön belirsizliği yarattığını söyledi.
Ukrayna Politikası Tartışmaları Şimdiden Başladı
Almanya’nın Ukrayna’ya yönelik tutumu konusunda koalisyon ortakları arasında şimdiden farklı görüşlerin ortaya çıktığını aktaran Ayvaz, CDU lideri Friedrich Merz’in Taurus füzelerinin Ukrayna’ya gönderilmesini savunduğunu, SPD’li Savunma Bakanı Boris Pistorius’un ise bu konuda temkinli olduğunu hatırlattı.
Bu farklılıkların, daha hükümet kurulmadan gün yüzüne çıkmasının, koalisyon sürecinde ciddi görüş ayrılıklarına yol açabileceği öngörülüyor.
Transatlantik İlişkilerde Trump Etkisi
Ayvaz, ABD’de Donald Trump’ın başkanlık yarışındaki varlığının Almanya’nın dış politikasında etkili olabileceğini de ifade etti. Almanya’nın, güvenlik politikasında ABD’ye bağlı statükonun sürdüğüne dair beklenti içinde olduğunu vurgulayan Ayvaz, “ABD’nin olası yön değişimine karşı Almanya’nın hazırlıklı olup olmadığı şu an için belirsizliğini koruyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri ve Başbakanlık Aynı Partide
Yeni dönemde dışişleri bakanlığı ve başbakanlık görevlerinin CDU'da birleşecek olması, Ayvaz’a göre dış politikadaki tutarsızlıkların önüne geçmeyi amaçlayan bir adım olabilir. Bu durumun, karar alma süreçlerinde daha uyumlu ve istikrarlı bir yapı oluşturabileceğini dile getiren Ayvaz, “Ulusal Güvenlik Konseyi”nin kurulmasının bu süreci stratejik temellere oturtma potansiyeli taşıdığını da ekledi.
Almanya-Fransa İlişkilerinde Yeni Sayfa Arayışı
AB'nin iki lokomotif ülkesi Almanya ve Fransa arasındaki ilişkiler de koalisyonun gündeminde. Ayvaz, Friedrich Merz’in Fransa ile iş birliğini artırma niyetinde olduğunu belirtirken, Scholz döneminde iki ülkenin zaman zaman farklı yönlerde politika izlediğini hatırlattı. Bu nedenle, Fransa ile ilişkilerin ne ölçüde güçlendirilebileceği henüz net değil.
Ayvaz, son olarak Merz’in seçim gecesi yaptığı “Avrupa’nın ABD’den daha bağımsız olması gerekiyor” çıkışının yeni bir söylem olmadığını, ancak bunun pratikte ne derece hayata geçirilebileceğinin zamanla görüleceğini ifade etti.