Gazze Şeridi’nde etkili olan şiddetli yağış ve fırtına, ağır bir insani krizle mücadele eden yerinden edilmiş Filistinlilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı. Kış mevsiminin başından bu yana üçüncü kez etkili olan alçak basınç sistemi, cumartesi akşamından itibaren şiddetini artırdı.
Binlerce çadır su altında kaldı veya rüzgar nedeniyle kullanılamaz hale geldi. Özellikle Gazze’nin kuzeyi, orta kesimleri ve Han Yunus çevresindeki geçici kamplarda barınma imkanları neredeyse tamamen çöktü. İnce naylon ve bez malzemeden yapılan çadırlar yağmur ve soğuğa karşı koruma sağlamıyor.
Han Yunus sahilinde kurulu kamplar, yükselen deniz seviyesi ve kuvvetli dalgalar nedeniyle su altında kaldı. Deniz taşkınları, yardım malzemelerinin ve sınırlı eşyaların büyük bölümünü kullanılamaz hale getirdi. Binlerce kişi geceyi açıkta ve ıslak zeminde geçirmek zorunda kaldı; ısınma ve kuru gıda imkanları neredeyse tamamen ortadan kalktı.
Filistin Meteoroloji Dairesi, rüzgarın tehlikeli seviyelere ulaşabileceğini ve sel riskinin artacağını bildiriyor; ancak Gazze’de siviller için korunma imkanı yok. Uzmanlar, mevcut çadırların uluslararası standartların çok altında olduğunu ve İsrail’in sınır kapılarını kapalı tutması nedeniyle daha dayanıklı çadırların bölgeye sokulamadığını vurguluyor.
10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkese rağmen insani kriz derinleşmeye devam ediyor. İsrail’in anlaşmadaki yükümlülükleri yerine getirmemesi, gıda, ilaç, tıbbi malzeme, yakıt ve barınma ekipmanlarının girişini engellemesi, krizin kalıcı hale gelmesine yol açıyor. Meteoroloji uzmanları, pazartesi günü yeni bir alçak basınç sisteminin bölgeyi vurmasının beklendiğini ve felaket riskinin büyüdüğünü belirtiyor.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sonucu sivil altyapının yaklaşık yüzde 90’ı tahrip edildi. Abluka ve yardım engelleri devam ettiği sürece, doğal hava koşulları da Gazze’de ölümcül bir tehdit oluşturuyor.