Donald Trump, yeniden şekillenen dış politika ajandasında Türkiye’yi merkeze alan önemli bir adım atıyor. Trump, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 25 Eylül’de Beyaz Saray’da ağırlayacağını açıklayarak, iki ülke arasındaki ilişkilere dair yepyeni bir sayfa açılacağının sinyalini verdi. Bu ziyaret yalnızca bir diplomatik randevu olmanın ötesinde, savunma sanayii, enerji, ticaret ve teknoloji iş birliklerini de kapsayan geniş yelpazeli bir stratejik buluşma olarak değerlendiriliyor.
Trump’ın açıklamaları, yalnızca bir ziyaretin duyurusu değil; aynı zamanda Amerikan-Türk ilişkilerinin geleceğine dair güçlü bir vizyonun parçası. Özellikle F-16 tedarik anlaşmaları, Boeing uçak satışları ve Türkiye'nin yeniden gündeme gelen F-35 programı konularında masada ciddi başlıklar olacak.
washington’un radarında türkiye var
Trump, açıklamasında Erdoğan ile geçmişte kurdukları güçlü diyaloğa vurgu yaparken, bu ilişkisel temelin gelecekteki ortak projeler için bir zemin oluşturduğunu belirtti. Özellikle askeri iş birliği, son yıllarda her iki ülke açısından da stratejik bir öncelik haline geldi. Washington, Orta Doğu’daki yeni dengeler çerçevesinde Ankara’yı kilit ortaklardan biri olarak konumlandırıyor.
Görüşmelerin arka planında ise yalnızca ikili ilişkiler değil, aynı zamanda NATO içindeki denge politikaları, bölgesel savunma stratejileri ve enerji koridorları da yer alıyor. Bu bağlamda 25 Eylül'deki görüşme, yalnızca iki liderin buluşması değil; aynı zamanda transatlantik dengelerin yeniden kurgulanması anlamına da geliyor.
f-16 ve f-35 gündemde: türkiye’nin kartları ne?
ABD-Türkiye hattındaki en kritik başlıklardan biri olan F-16 modernizasyon süreci, Trump-Erdoğan görüşmesinde ana gündem maddelerinden biri olacak. Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu 40'tan fazla F-16 Block 70 model savaş uçağı için yürütülen müzakereler, şimdiye dek birçok diplomatik pürüzle karşılaşmıştı. Ancak Trump’ın yeniden devreye girmesi, bu süreçte yeni bir momentum yaratabilir.
Ayrıca F-35 savaş uçakları programı, Trump döneminde donmuş bir dosya olarak kalmıştı. Ancak son gelişmeler, programın yeniden açılabileceğine dair beklentileri artırıyor. Türkiye'nin bu projeye tekrar dahil olması, hem ekonomik hem de askeri kapasite açısından ciddi bir atılım anlamına gelebilir.
ticaretin geleceği: türkiye-boeing anlaşması masada
Trump’ın açıklamalarında dikkat çeken bir diğer unsur, Boeing ile Türkiye arasında devam eden uçak satış anlaşmaları. Türkiye'nin hem sivil havacılık kapasitesini artırmak hem de milli havayolu filosunu modernize etmek adına Boeing ile yürüttüğü görüşmeler, Beyaz Saray’da masaya yatırılacak. Bu durum, yalnızca ticari değil; aynı zamanda teknoloji transferi ve üretim iş birlikleri açısından da iki ülke için yeni fırsatlar yaratabilir.
Trump, görüşmeden olumlu sonuçlar çıkacağına dair iyimser olduğunu dile getirerek, bu temasın iki ülke ekonomisine doğrudan katkı sağlayacağını vurguladı. Özellikle savunma ve havacılık sektörlerinde atılacak her adım, hem istihdam hem de ihracat açısından büyük önem taşıyor.
erdoğan-trump ilişkisi: kişisel diplomasi mi, stratejik ittifak mı?
Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan kişisel dostluğunu defalarca kez kamuoyuna yansıttı. Bu durum, geçmişte birçok krizin diyalogla çözülmesine olanak tanımıştı. Şimdi ise bu ilişki, kurumsal iş birliklerine dönüşme potansiyeli taşıyor. Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyaretine eşlik etmesi beklenen diplomatik ve askeri heyetler, görüşmenin kapsamını oldukça genişletecek.
Washington-Ankara hattındaki bu yeni süreç, sadece iki liderin siyasi ajandalarını değil; aynı zamanda bölgesel jeopolitik dengeleri de etkileyecek. Özellikle Orta Doğu, Kafkasya ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin artan rolü, ABD’nin dış politika stratejilerinde yeniden bir yapılanmaya gidilmesini zorunlu kılıyor.