Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Barış Tantekin'in ev sahipliğinde resmi konutta düzenlenen resepsiyona katılan Francken, Türkiye - Belçika ilişkisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
İlk kez 8 Aralık'ta düzenlenen Türkiye-Belçika Savunma Sanayi Endüstri Günü'ne katılım sağladığını ve bunun çok önemli bir etkinlik olduğunu belirten Francken, "Türkiye ve Belçika olarak işbirliği yapmalıyız, birlikte çalışmalıyız." diye konuştu.
Francken, Türkiye'nin çok güçlü bir savunma sanayisine ve büyük şirketlere sahip olduğunun altını çizerek "Belçika daha küçük bir ülke. Aynı orduya, aynı kabiliyetlere sahip değiliz." değerlendirmesinde bulundu. Hem Türkiye hem de Belçika'da üst düzey teknolojik imkanlar bulunduğuna işaret eden Bakan Francken, iki ülkenin şirketlerinin bir araya gelmesi, ağ kurması ve birbirini tanımasının büyük önem taşıdığının altını çizdi.

“2026 ikili ilişkilerimizde verimli geçecek”
Francken, Türkiye-Belçika ikili ilişkilerini "çok iyi" olarak tanımlayarak, iki NATO üyesinin her zaman birlikte güçlü durduğunu dile getirdi.
Türkiye'ye yaz aylarında gerçekleştirdiği ziyaret ve şimdi yürütülen diplomatik ve sanayi temelli temasların çok iyi bir şekilde ilerlediğini belirten Bakan Francken, "2026 yılının, Türkiye ile Belçika arasındaki ikili ilişkilerimizi gerçekten öne çıkaracak, çok verimli bir yıl olacağına inanıyorum." ifadesini kullandı.
Belçika Prensesi Astrid ile Mayıs 2026'da Türkiye'ye büyük bir ekonomik ve ticaret heyetinin ziyaret düzenleyeceği bilgisin paylaşan Francken, ziyaretin yaklaşık 1 hafta süreceğini kaydetti.
Francken, daha sonra Temmuz 2026'da NATO Liderler Zirvesi'nin de Ankara'da düzenleneceğini anımsatarak, "Orada da çok sayıda savunma sanayi temsilcisi hazır bulunacak. Belçikalı şirketler de orada olacak ve umarım teknoloji, savunma ve inovasyon alanında iyi sözleşmeler imzalayabiliriz, halkımızı ve değerlerimizi korumaya yönelik çalışmalar konusunda birlikte ilerleyebiliriz." diye konuştu.

“Türk sanayisine, diplomasisine ve halkına ihtiyacımız var”
Avrupa'nın, Türkiye ortak savunma girişimlerine dahil edilmeden güvende olup olamayacağına ilişkin soruya Francken, şu sözlerle yanıt verdi:
“Hayır, bizim Türkiye'ye ihtiyacımız var. Jeopolitik hakkında biraz bilgisi olan herkes, Türkiye'ye neden ihtiyaç duyduğumuzu bilir. Avrupa'daki konumu, ortaya koyduğu güç, bizim sahip olmadığımız askeri kabiliyetleri. Aynı şekilde teknoloji alanındaki yenilikler ve sahip oldukları büyük şirketler bakımından da durum böyle. Bu nedenle Türk halkına, Türk sanayisine, Türk siyasetine ve Türk diplomasisine ihtiyacımız var. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin içinde olmadığı bir (güvenlik) senaryosuna inanmıyorum. Bu yüzden birlikte çalışmalıyız.” dedi.
“Türkiye, insansız sistemlerde dünya liderlerinden biri”
Belçika'da artan dron faaliyetleriyle mücadele konusunda Türkiye ile işbirliğinin mümkün olup olmadığına ilişkin ise Francken sözleirne şu şekilde devam etti;
Evet, kesinlikle böyle düşünüyorum. Türkiye, inovasyon ve teknoloji alanında—özellikle de dronlar, insansız hava araçları ve insansız sistemler konusunda dünyadaki en ilerici ülkelerden biri. Bu alanda Ukrayna ile birlikte yürüttüğü çalışmalarla da zaten öncü bir rol üstlenmiş durumda. Türkiye’nin çok ciddi teknolojik kabiliyetleri ve etkileyici bir yenilik kapasitesi var. Aynı zamanda bu konuda güçlü bir bilgi birikimine sahip. Bu nedenle, Belçika olarak biz de bu alanda Türkiye ile daha yakın çalışmanın çok değerli olacağına inanıyoruz.
Ülkesinde dronlarla yürütülen hibrit savaşın yol açtığı tehditlerin Türkiye ile işbirliği yaparak bertaraf edilebileceğini söyleyen Francken, "Ülkenizden öğrenebileceğimiz çok şey var." diyerek sözlerine son verdi.