İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ile Florida’da gerçekleştireceği kritik görüşme için ülkesinden ayrıldı. Ancak bu ziyaret, diplomatik dengeleri yeniden gündeme taşıyan detaylarla dikkat çekti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 21 Kasım’da Netanyahu hakkında çıkardığı tutuklama kararına rağmen, İsrail liderini taşıyan resmi uçak, Avrupa’nın Roma Statüsü’ne taraf üç ülkesinin hava sahasından geçerek Atlas Okyanusu’na ulaştı.
Uçuş verileri, Netanyahu’nun İsrail’den havalanarak Yunanistan, İtalya ve Fransa üzerinden geçtiğini ortaya koydu. Bu rota, daha önceki seyahatlerinden farklılık gösteriyor. Netanyahu, Eylül ayında katıldığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için yaptığı ziyarette Fransa hava sahasını tercih etmemişti.
Uçakta gazeteci bulunmadığı ve Netanyahu’nun seyahat öncesinde kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadığı belirtildi. “Wings of Zion” adlı uçağın Florida’ya Türkiye saatiyle 22.00 sularında inmesi bekleniyor.
Trump-Netanyahu Görüşmesinde Gündem Gazze ve İran
Netanyahu’nun Florida’da ilk olarak ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya gelmesi, ardından Başkan Yardımcısı J.D. Vance ve Savunma Bakanı Pete Hegseth ile görüşmesi planlanıyor. En kritik buluşma ise yarın Mar-a-Lago’da Donald Trump ile gerçekleşecek.
İki liderin gündeminde, Gazze’de süren ateşkes sürecinin ikinci aşaması ve İran’ın bölgedeki etkisi yer alıyor. İsrail Ordu Radyosu, görüşme öncesinde, cesedi hâlen Gazze'de bulunan İsrailli esir Ran Gvili’nin ailesinin de Trump ile temasa geçerek ikinci aşamaya geçişi durdurmaya çalışacağını duyurdu.
UCM’nin Tutuklama Emri Ne Anlama Geliyor?
Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze Şeridi’nde sivillere yönelik saldırılar nedeniyle Binyamin Netanyahu ve dönemin Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle tutuklama emri çıkarmıştı. Roma Statüsü’ne taraf ülkeler, bu karar doğrultusunda söz konusu kişileri topraklarına girişte gözaltına almakla yükümlü kabul ediliyor.
Bu gelişmelere rağmen Netanyahu’nun taraf ülkelere ait hava sahasını sorunsuz şekilde kullanabilmesi, UCM kararlarının siyasi uygulama gücüne dair uluslararası düzeyde tartışmaları yeniden alevlendirdi.