Türkiye-Ürdün’den Ortadoğu’ya Bilimsel İş Birliği Adımı
Türkiye ile Ürdün arasında yükseköğretimde yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Ankara’da imzalanan mutabakat zaptı, yalnızca iki ülke arasındaki akademik ilişkileri güçlendirmeyi değil, aynı zamanda bölgesel istikrara bilim yoluyla katkı sunmayı hedefliyor. Taraflar, “çatı üniversite modeli” kapsamında ortak bir üniversite kurmak için resmi müzakerelere başlandığını duyurdu.
Yeni üniversite, sadece bir eğitim kurumu olmayacak
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın ifadesiyle Türkiye-Ürdün Üniversitesi, yalnızca dersliklerden ibaret bir yapı değil, ortak bilimsel üretimin, öğrenci hareketliliğinin ve araştırma altyapısının birleşim noktası olacak. Türkiye’nin Azerbaycan ile hayata geçirdiği modelin benzeri, bu kez Ürdün’de şekilleniyor.
Bu iş birliğiyle birlikte çift diploma programları, ortak araştırma projeleri, dijital dönüşüm ve yapay zekâ gibi alanlarda yeni nesil akademik ilişkiler hedefleniyor. Mevcut Mevlâna Programı'nın genişletilmesi de gündemde.
Krizde akademi umut olur mu?
Mutabakatın zamanlaması dikkat çekici. Özvar, Ortadoğu’daki insani krizlerin bölge halkları kadar yükseköğretimi de etkilediğini belirterek, bu sürecin yalnızca teknik değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk olduğunu vurguladı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına da atıfta bulunan Özvar, Türkiye'nin Filistinli öğrencilere sağladığı destekle bu dayanışmayı somutlaştırdığını hatırlattı.
Araştırma altyapısı iş birliğinin merkezine alınıyor
Üniversiteler arasında sadece insan değil, teknoloji ve bilgi de dolaşıma girecek. İki ülke araştırma merkezlerinin ortak kullanımı sağlanacak. Özellikle yapay zekâ, sağlık teknolojileri, akıllı tarım gibi alanlarda kurumsal ortaklıkların geliştirilmesi planlanıyor. “İkiz üniversite” modeli, bu sürecin çerçevesini belirleyen yaklaşımlardan biri olacak.
Bölgesel akademik merkez inşa ediliyor
Ürdün Yükseköğretim ve Bilimsel Araştırma Bakanı Azmi Mahafzah da Türkiye’nin uluslararası öğrenci politikalarının incelendiğini, ortaklığın uzun vadeli stratejik bir yatırım olduğunu vurguladı. Kurulacak üniversite, yalnızca Türkiye ve Ürdün’ü değil, bölge ülkelerini de kapsayacak şekilde tasarlanıyor.
Gelecek nesillerin Ortadoğu’da daha adil, daha bilimsel ve daha barışçıl bir düzende yaşaması hedeflenirken, bu üniversite diplomasiyle eğitimin kesişim noktasında konumlanacak.
