Türkiye’nin küresel akademik gücünü pekiştirecek dev adım!
Sabancı Üniversitesi, Türkiye'nin fikir dünyasında derin izler bırakan Prof. Dr. Fuat Keyman’ın anısını yaşatmak ve sosyal bilimler alanında yeni nesil araştırmacıları desteklemek amacıyla "Fuat Keyman Kürsüsü"nü kurdu. Bu stratejik hamle, Türkiye’nin akademik alanda milli kapasitesini artırmaya ve genç beyinleri teşvik etmeye yönelik güçlü bir vizyonu yansıtıyor.
Uluslararası ilişkiler, sivil toplum, demokratikleşme ve Türkiye siyaseti gibi stratejik alanlarda özgün çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Keyman’ın mirası, bu kürsü ile hem onurlandırılıyor hem de yapısal bir akademik güç haline getiriliyor.
Sabancı Üniversitesi’nin İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) iş birliğiyle hayata geçirdiği bu vizyoner adım; Fuat Keyman Ziyaretçi Programı, Fuat Keyman Çalıştayı ve Kemal Derviş Makale Ödülü gibi akademik teşviklerle destekleniyor. Ayrıca, doktora öğrencilerine özel olarak tanımlanan Fuat Keyman Bursu ile genç bilim insanları milli akademik sistemin parçası haline getiriliyor.
Bu kürsüyle birlikte Türkiye, sosyal bilimler alanında uluslararası görünürlüğünü artırırken; milli değerler ekseninde bilgi üretimini teşvik eden bir akademik iklimi de kurumsallaştırıyor.
PROF. DR. FUAT KEYMAN: MİLLİ AKADEMİ DÜNYASINDA BİR İZ BIRAKAN
Türkiye’nin entelektüel kalkınma sürecine liderlik etmiş, devlet-toplum ilişkilerini küresel bağlamda analiz ederek politika üretimine katkı sunmuş bir bilim insanı olan Prof. Dr. Fuat Keyman; uzun yıllar boyunca hem yurt içinde hem de uluslararası düzeyde önemli görevlerde yer aldı.
Koç Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi ve Carleton Üniversitesi gibi prestijli kurumlarda görev yapmış olan Keyman, aynı zamanda Akil İnsanlar Heyeti üyesi olarak Türkiye’nin çözüm süreçlerinde de aktif sorumluluk aldı. Küresel Çoğulculuk Merkezi ve Avusturya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü gibi kritik kuruluşlarda danışma kurulu üyelikleri yürüttü.
Türkiye'nin hem bilimsel hem de toplumsal dönüşüm süreçlerinde etkili roller üstlenen Keyman, yaşamı boyunca yalnızca bir akademisyen değil; aynı zamanda fikirleriyle yön veren bir devlet aydını kimliğiyle öne çıktı.