2025 yılının ikinci çeyreği, Türkiye’de konut sektörü açısından adeta bir dönüm noktası oldu. KPMG Türkiye'nin güncel verilerine göre, yalnızca üç aylık dönemde toplam 356 bin konut satışı gerçekleşti. Bu sayı, 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 34,1’lik dikkat çekici bir artışı temsil ediyor. Daha çarpıcısı ise ipotekli satışlarda yaşanan yüzde 116’lık sıçramave ikinci el konutlarda kaydedilen yüzde 37,7’lik büyüme oldu.
Bu gelişmeler, piyasanın yeniden canlandığını gösterirken, uzmanlar bu hareketliliğin yalnızca talep kaynaklı olmadığını belirtiyor. Konut almak isteyenler kadar, yatırımcıların da yeniden gayrimenkule yöneldiği görülüyor. Ancak bu pozitif tablonun ardında gizlenen bir gerçek var: konut fiyat endeksi reel bazda düşmeye devam ediyor.
Fiyatlar artıyor ama alım gücü eriyor: reel konut fiyatları negatif seyirde
2025 Haziran itibarıyla konut fiyat endeksi 186 seviyesine ulaşarak nominal bazda yüzde 32,8’lik bir artış gösterdi. Ancak bu yükseliş, yüksek enflasyon ve alım gücündeki gerileme nedeniyle reel bazda karşılığını bulamadı. Endeks, reel olarak yüzde 2,4 oranında düştü. Bu durum, piyasanın yüzeyde hareketli görünmesine rağmen derinlikte dengelenme sürecine girdiğini ortaya koyuyor.
KPMG Türkiye İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü Lideri Savaş Görkem Yapan, bu durumu şöyle özetliyor: “Satışlardaki artışa rağmen fiyatların reel olarak düşmesi, piyasada yeni bir dengelenme döneminin başladığını gösteriyor.”
İstanbul yine zirvede: konut satışı en yüksek üç il belli oldu
Tüm bu gelişmelerin odağında ise her zamanki gibi İstanbul vardı. 2025 ikinci çeyreğinde İstanbul’da tam 58 bin konutsatıldı. Bu rakamla İstanbul, Türkiye genelinde açık ara lider konumda. Onu Ankara (32 bin adet) ve İzmir (21 bin adet) izledi. Bu tablo, büyük şehirlerin hâlâ yatırımcıların ve alıcıların ilk tercihi olduğunu gösteriyor.
AVM’lerde gelir rekoru ama ziyaretçi kaybı yaşanıyor
Konut sektöründeki gelişmelere paralel olarak, ticari gayrimenkul tarafında da dikkat çekici veriler ortaya çıktı. AVM ciro endeksi 2025’in ikinci çeyreğinde yüzde 26,7 oranında artarak 4.042 puana yükseldi. Metrekare başına düşen ciro 16.547 TL seviyesine ulaştı. Ancak işin şaşırtıcı tarafı şu: ziyaretçi endeksi yüzde 5,6 düşüşle 101 puana geriledi.
Yani insanlar daha az AVM’ye gidiyor ama gittiklerinde daha fazla harcama yapıyor. Bu değişim, tüketici davranışlarındaki dönüşümün en çarpıcı yansıması olarak değerlendiriliyor.
Otel doluluklarında beklenmeyen tablo: İstanbul düşerken Ege yükselişte
Turizm ve konaklama sektörüne gelindiğinde, 2025’in ikinci çeyreği karmaşık sinyaller verdi. Özellikle İstanbul’da otel doluluk oranları yüzde 38 civarına düşerken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47 oranında gerileme yaşandı. Bu dramatik düşüş, turizmde iç ve dış etkenlerin etkisini net biçimde gösterdi.
Buna karşılık, Antalya’da doluluk oranı yüzde 39 seviyelerinde seyrederken, Muğla (yüzde 28) ve İzmir (yüzde 26)gibi sahil şehirlerinde yaz sezonunun etkisiyle artış gözlendi. Türkiye genelinde ise otel doluluk oranları yüzde 31,2’yeçıkarak önceki çeyreğe göre yukarı yönlü bir seyir izledi.
İnşaat sektöründe güven artıyor ama finansman sorunu devam ediyor
KPMG raporunda öne çıkan bir diğer veri ise inşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin geleceğe bakış açısı oldu. 2025 ikinci çeyrekte bu firmaların yüzde 69,6’sı, faaliyetlerini kısıtlayan bir engelin bulunmadığını belirtti. Ancak bu tabloya rağmen, finansman sıkıntısı hâlâ sektördeki en önemli engel olarak öne çıkıyor. Girişimleri kısıtlayan birincil unsur olan finansman sorunları yüzde 23,4 oranında sektörde hissedilmeye devam etti.
İkinci sırada ise talep yetersizliği geliyor. Bu faktör, yüzde 11,8’lik oranla, önceki dönemlerde olduğu gibi önemini koruyor.
Sektör geleceğe umutla bakıyor: büyüme ivmesi korunabilir mi?
2024 yılını reel olarak yüzde 9,3 büyüme ile tamamlayan Türkiye inşaat sektörü, 2025 ve sonrasında da büyümeye devam edecek gibi görünüyor. Altyapı projelerinde ise yüzde 3’lük büyüme ile daha sakin bir ilerleyiş bekleniyor. Ancak her iki alanda da stratejik adımlar atılmazsa mevcut ivmenin korunması zorlaşabilir.
KPMG’nin öngörüsü net: Doğru politikalarla desteklenen bir sektör, sadece konut değil, ekonominin tamamı için bir kaldıraç etkisi yaratabilir.