Avrupa Merkez Bankası (ECB), 2024 yılına dair dördüncü para politikası toplantısında 25 baz puanlık faiz indirimi kararı aldı. Böylece ECB, sıkı para politikasından kademeli çıkış sinyali verdi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), piyasa beklentileriyle uyumlu şekilde faiz indirimine giderek parasal gevşeme sürecine yeni bir ivme kazandırdı. Mevcut ekonomik verilerin değerlendirilmesiyle alınan bu kararla birlikte ECB, uzun süredir sürdürdüğü sıkı para politikasında önemli bir dönüşüm başlattı. Özellikle Euro Bölgesi'nde enflasyonun hedefin altına gerilemesi, bu kararı hızlandıran etken oldu.
Faiz Oranlarında Yeni Seviye
ECB tarafından yapılan açıklamaya göre:
Mevduat faizi: %2,25’ten %2,00 seviyesine indirildi.
Refinansman faizi: %2,40’tan %2,15’e çekildi.
Marjinal borçlanma faizi: %2,65’ten %2,40’a düşürüldü.
Bu güncellemeyle birlikte ECB, son 9 toplantının 8’inde faiz indirimi kararı almış oldu. Atılan bu adım, Euro Bölgesi'nde ekonomik canlanmanın desteklenmesi amacıyla önemli bir politika değişikliği olarak değerlendiriliyor.
Enflasyondaki Düşüş Faiz İndirimine Zemin Hazırladı
Avrupa Merkez Bankası'nın kararını şekillendiren en önemli faktörlerden biri, bölgede enflasyonun istikrarlı şekilde düşüş göstermesi oldu. 4 Haziran 2024 tarihinde açıklanan verilere göre, Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyon oranı %1,9 olarak gerçekleşti. Bu rakam, ECB’nin %2’lik hedefinin altına inildiğine işaret etti.
Nisan ayında açıklanan verilerde yıllık enflasyon %2,2 olarak kaydedilmişti. Bu gelişme, ECB’nin ekonomik baskının hafiflediği yönündeki değerlendirmesini güçlendirdi. Dolayısıyla faiz indirimi, enflasyondaki gevşemenin rasyonel bir sonucu olarak kamuoyuyla paylaşıldı.
Avrupa Ekonomisinde Yeni Dönem Başlıyor
Avrupa Merkez Bankası’nın bu kararı, sadece faiz oranlarını değil, aynı zamanda Avrupa’nın ekonomik yönelimini de şekillendirme potansiyeline sahip. Kredi maliyetlerindeki azalma, yatırımların ve tüketimin artmasına zemin hazırlarken; reel sektör açısından da umut verici bir dönemin işareti olarak görülüyor.
Türkiye açısından da bu adım dikkatle takip ediliyor. Zira Avrupa, ihracat pazarımız açısından kritik bir bölge. Parasal genişlemenin hızlanması, Türk ürünlerine yönelik talebi artırabilir; bu da hükümetimizin ihracat ve büyüme odaklı politikaları açısından destekleyici bir gelişme olacaktır.