Philips Türkiye’nin Ipsos iş birliğiyle gerçekleştirdiği 5. Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması, toplumun sağlık anlayışında köklü bir değişime işaret ediyor. Bireylerin kendi sağlıklarına odaklanması, yapay zekâya duyulan güvenin artması ve sürdürülebilirliğin sağlık sistemlerinin merkezine yerleşmesi, 2025’in en dikkat çekici eğilimleri arasında yer alıyor.
Türkiye’deki sağlık dinamiklerini mercek altına alan Philips Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması, toplumsal farkındalığın bireysel sorumluluğa dönüştüğü bir dönemin sinyallerini veriyor. Araştırma, sadece hastalıklardan korunmanın değil, aktif ve kaliteli bir yaşam sürmenin artık öncelik haline geldiğini ortaya koyuyor.
Sağlık Algısında Radikal Değişim: İyi Hissedenlerin Oranı Azalsa da Çaba Artıyor
Pandemi sürecinde yükselen genel sağlık bilinci, yerini kişisel farkındalığın güçlendiği bir yaklaşıma bırakıyor. Araştırmanın çarpıcı verilerine göre, 2019’da toplumun %89’u sağlık durumunu “iyi” veya “çok iyi” olarak nitelendirirken, bu oran 2025 itibarıyla %62’ye gerilemiş durumda.
Ancak bu düşüşe rağmen, sağlıklı kalma çabası belirgin bir yükselişte. Toplumun %84’ü sağlıklı kalmak için aktif olarak çaba gösterdiğini belirtiyor. Ayrıca, bireylerin %73’ü sağlığı için gerekli harcamayı yapmaya hazır olduğunu ifade ederek, sağlıklı yaşamı bir yatırım olarak görme eğiliminin arttığını gösteriyor.
Farkındalık Alanları:
Katılımcıların %61’i uzun ve sağlıklı yaşam (longevity) kavramı hakkında bilgi sahibi.
Kalp sağlığı için düzenli kontrole gidenlerin oranı %29’a, çocukları için kontrol yaptıran ebeveynlerin oranı ise %45’e ulaştı.
Ağız ve diş sağlığının genel sağlıkla ilişkili olduğunu düşünenlerin oranı %81’e yükseldi.
Uyku sağlığı en çok öne çıkan konulardan biri: %78 düzenli uykunun etkisini bildiğini söylerken, %54’ü uykuya dalmakta zorluk çekiyor.
Yapay Zekâ Sağlıkta Güven Kazanıyor: Teknolojinin Rolü Büyüyor
Araştırma sonuçları, Türk toplumunun teknoloji ve yapay zekânın sağlık sistemini dönüştürme potansiyeline olan inancının arttığını gözler önüne seriyor. Katılımcıların %84’ü teknolojinin kişisel sağlık yönetiminde önemli fayda sağladığını düşünürken, %51’i yapay zekânın teşhis ve tedavi süreçlerine anlamlı katkı sağlayacağına inanıyor.
Philips Türkiye Genel Müdürü Gamze Arbak, dijital sağlık teknolojilerinin ve yapay zekânın, sağlık profesyonellerinin üzerindeki yükü hafifleterek daha fazla kişiye ulaşmalarını sağladığını vurguluyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksoy da, teknolojinin hekimlerin kısa sürede doğru teşhise ulaşmasına olanak tanıdığını, böylece hastaya daha fazla zaman ayrılabildiğini belirtiyor.
Tele-Sağlık Yükselişi: Uzaktan sağlık hizmetlerinin bilinirliği 2023’teki %19 seviyesinden %28’e çıktı ve hizmetlerden duyulan memnuniyet %81’e ulaştı. Ancak, katılımcıların %77’si tanı ve tedavi süreçlerinde fiziksel muayenenin gerekliliğini koruduğunu ifade ediyor, bu da yüz yüze hekim temasının önemini koruduğunu gösteriyor.
Sürdürülebilirlik, Yeni Sağlık Ekosisteminin Merkezi
Sağlık Trendleri Araştırması’nın bir diğer önemli başlığı ise sürdürülebilirlik oldu. Katılımcıların %65’isürdürülebilirliğin sağlık sektöründe öncelikli bir konu olması gerektiğini düşünüyor.
Sürdürülebilirliğe olan bu ilgi, satın alma davranışlarına da yansıyor. Her iki kişiden biri, sürdürülebilir uygulamalara sahip şirketlerden ürün veya hizmet satın alma eğiliminde olduğunu belirtiyor. Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, verinin ve yapay zekânın, proaktif sağlık dönemini başlatarak insanların hastalanmadan sağlıklı kalmasını sağlayacak veri odaklı sağlık devriminin habercisi olduğunu ifade etti.