Türkiye’nin konut politikalarında çığır açacak yeni bir döneme giriliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’da düzenlenen tanıtım toplantısında, Emlak Konut GYO ve TOKİ iş birliğiyle hayata geçirilen "Gayrimenkul Sertifikası" uygulamasını kamuoyuna duyurdu.
Vatandaşların düşük maliyetlerle konut edinmesini sağlayacak bu devrim niteliğindeki model, ekonomik erişilebilirlik ve güvenli yaşam anlayışını temel alıyor. “Çocuklarımızın güvenle büyüyeceği bir yuvaya kavuşması için durmaksızın çalışacağız” diyen Bakan Kurum, projenin detaylarını paylaştı.

Kira Artışına Fren, Konut Hayaline Gerçeklik
Gayrimenkul Sertifikası, vatandaşların birikimlerini değerlendireceği ve doğrudan konut projelerine ortak olabileceği yepyeni bir yatırım enstrümanı olarak dikkat çekiyor. SPK güvencesiyle Borsa İstanbul’da işlem görecek bu sertifikalar, hisse senedi gibi alınıp satılabilecek.
İlk olarak Başakşehir’de yer alan Damla Kent Evleri Projesi ile hayata geçirilecek model kapsamında, yatırımcılar sertifikaları biriktirerek ister doğrudan konut sahibi olacak, ister gelir ortaklığı ile değer artışından faydalanacak, isterse alım-satım yoluyla kazanç elde edecek.
“Damlaya Damlaya Yuva Olur”
Bakan Kurum, projeye ilişkin konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“2002’den bu yana sosyal devlet anlayışıyla, vatandaşımızın barınma hakkını önceledik. Gayrimenkul Sertifikası modeli ile artık küçük birikimi olan vatandaşlarımız da ev sahibi olabilecek. Bu sistem, kira artışlarını da frenleyecek güçlü bir araçtır.”
“Damlaya damlaya yuva olur” diyerek halkın konut hayaline ulaşmasında yeni bir umut penceresi açtıklarını belirten Kurum, İstanbul’daki dönüşüm seferberliğine bu modelin ciddi katkı sunacağını da vurguladı.
İstanbul’un Yeni Yüzü: Damla Kent
Projeye konu olan Damla Kent Evleri, İstanbul’un gelişen bölgesi Başakşehir’de 12,5 milyon m²’lik bir yaşam alanı üzerinde yükselecek. Toplam 5 bin 325 konut ve 244 ticari üniteyi barındıracak dev projede, ilk etapta 1.540 konut için gayrimenkul sertifikaları halka arz edilecek.
İlk sertifika fiyatı 7,59 TL olarak belirlenirken, 62 m² 1+1 daireler için yaklaşık 631 bin, 88 m² 2+1 daireler için ise 863 bin sertifika gerekiyor.
Borçlanma Yok, Faiz Yok, Taksit Yok!
Bu sistemde peşinat, faiz ya da taksit gibi yükümlülükler bulunmuyor. Dileyen yatırımcılar sertifikalarını birleştirerek kolektif şekilde konut sahibi olabiliyor. Sertifika sahipleri, TOKİ güvencesiyle güven içinde yatırım yaparken, dilerse bu haklarını nakde çevirerek gelir de elde edebiliyor.
Gayrimenkul Sertifikasında Üçlü Kazanç Modeli
Asli Edim: Sertifika biriktirerek doğrudan konut sahibi olma imkânı.
Tali Edim: Yeterli sertifikaya ulaşamayanlar proje sonunda elde edilen gelirden pay alıyor.
Borsa Alım-Satım: Sertifikalar Borsa İstanbul’da işlem görerek anında nakde çevrilebiliyor.
TOKİ ve Emlak Konut Güvencesi Altında
Projenin tüm inşaat süreci TOKİ ve Emlak Konut güvencesi altında olacak. 48 ayda tamamlanması planlanan projenin inşaatı 1 Ekim 2025’te başlayacak, 4 Şubat 2029’da tamamlanacak.
Sertifikaların halka arzı kapsamında toplamda 4 milyar 744 milyon sertifikanın satışa sunulması öngörülüyor. Halka arz süreci 4-8 Ağustos 2025 tarihlerinde yapılacak. Sertifikalar 11 Ağustos 2025 itibarıyla Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlayacak.
Bakan Kurum’dan Vizyoner Mesaj: “Güçlü Devlet, Güvenli Gelecek”
Murat Kurum’un açıklamalarında bir diğer önemli vurgu, Türkiye’nin afet sonrası yeniden inşa gücü ve kararlılığı oldu:
“6 Şubat depreminden bu yana 250 bin konutu teslim ettik. 203 bin konut daha yolda. 11 ilde eş zamanlı konut üretimi bir Avrupa ülkesinin büyüklüğüne denk. Bu irade, sadece Türkiye’de mümkündür.”

Milli Kalkınmanın Lokomotifi: Konut Politikalarında Yeni Sayfa
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu vizyoner hamle, Türkiye’nin sosyal devlet anlayışını ve ekonomik bağımsızlık mücadelesini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu örnek modelle birlikte, dar gelirli vatandaşlar yatırımcı oluyor, konut sahibi olmanın kapıları aralanıyor. Gerek sosyal adalet gerekse ekonomik dinamizm açısından devrim niteliğindeki bu sistem, Türkiye’nin kendi kaynaklarıyla halkına sunduğu güçlü bir sosyal kalkınma vizyonudur.