Dünyanın en büyük egemen servet fonu olan Norveç Varlık Fonu, İsrail’in Gazze'deki askeri operasyonları ve sivil hak ihlalleri nedeniyle Amerikan devi Caterpillar ve beş büyük İsrailli banka ile yollarını ayırdı. Karar, sadece ekonomik değil; aynı zamanda ahlaki ve politik bir tavır olarak da uluslararası kamuoyunda derin yankı uyandırdı.
Fon, Gazze’de yaşanan sivil kayıplar ve altyapı yıkımlarıyla doğrudan ilişkilendirilen şirketlerin, çatışmalarda insan haklarını ihlal etme riskini "kabul edilemez" olarak nitelendirdi. Norveç Merkez Bankası Etik Konseyi, bu şirketlerin davranışlarını detaylı şekilde inceleyerek kararın temelini oluşturdu. Caterpillar’ın askeri çatışmalarda kullanılan iş makineleri, sivillerin yaşadığı yapılar üzerinde yıkıcı etkiler doğururken, İsrailli bankaların bu süreci finanse eden kredi ve yatırımlara aracılık ettiği değerlendirildi.
Yatırım listesinde kara çizgi: 6 şirket çıkarıldı
Norveç Varlık Fonu, Bank Hapoalim, Bank Leumi, Mizrahi Tefahot Bank, First International Bank of Israel (FIBI) ve FIBI Holdings dahil olmak üzere toplam altı finansal kurumu ve şirketi yatırım listesinden tamamen çıkardı. Bu şirketlerin, İsrail’in askeri faaliyetlerini desteklediği gerekçesiyle, insan hakları ihlalleri konusunda ciddi risk taşıdığına kanaat getirildi.
Fonun açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Savaş ve çatışma ortamlarında bireylerin temel haklarının ihlal edilmesine katkıda bulunma riski, fonun yatırım ilkeleriyle bağdaşmamaktadır."
Bu açıklama, sadece bir ekonomik karar değil; Norveç’in küresel çatışmalara karşı duruşunun da net bir göstergesi olarak algılandı.
Caterpillar neden hedefte?
Caterpillar, uzun süredir insan hakları savunucularının eleştirilerine maruz kalıyor. Şirketin ürettiği ağır iş makineleri, İsrail tarafından Gazze’deki yerleşim yerlerinin yıkımında kullanılıyor. Özellikle zırhlı buldozerler, hem sembolik hem de fiziksel yıkımın en görünür unsurları arasında yer alıyor. Bu bağlamda Caterpillar’a yönelik yatırımın sonlandırılması, insan haklarına duyarlı sermaye hareketlerinin yeni bir örneği olarak değerlendiriliyor.
Etik yatırım çağrısı küreselleşiyor
Norveç Varlık Fonu'nun bu hamlesi, diğer ülkelerdeki benzer fonlar ve kurumsal yatırımcılar için de örnek teşkil edebilir. Etik ve sürdürülebilir yatırım prensipleri, artık sadece çevresel değil; sosyal ve politik faktörleri de kapsıyor. Özellikle insan hakları ihlallerine karşı duyarlılığı artan yeni nesil yatırımcılar, sermayenin nasıl bir dünyayı finanse ettiğini sorguluyor.
Bu karar, aynı zamanda uluslararası şirketlere açık bir mesaj niteliğinde:
Savaş ve insan hakları ihlalleriyle ilişkilendirilmek, sadece itibari değil, ekonomik olarak da bedel ödetebilir.