Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, eylül ayında açıklanan enflasyon rakamlarının ardından kamuoyuna önemli mesajlar verdi. Yıllık enflasyondaki yükselişin, gıda, eğitim ve ulaştırma gibi temel harcama kalemlerinde görülen dönemsel artışlardan kaynaklandığını belirten Yılmaz, bu durumun enflasyonla mücadelede bir sapmaya işaret etmediğini açıkça vurguladı.
Yılmaz’ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama, yalnızca ekonomik verilere değil, aynı zamanda hükümetin kararlılık vurgusu taşıyan politik yaklaşımına da ışık tuttu. Özellikle dezenflasyon sürecine dair değerlendirmeleri, ekonomik programın arkasındaki iradenin sürdüğünü gösteriyor. “Zaman zaman mevsimsel veya konjonktürel nedenlerle geçici yükselişler olabilir ama bu bizi yolumuzdan döndüremez” diyen Yılmaz, sürecin doğası gereği bazı sapmaların olağan olduğunu ifade etti.
Orta vadeli hedeflerde rota değişmedi
Yılmaz’ın açıklamalarında dikkat çeken bir diğer unsur ise Orta Vadeli Program (OVP) vurgusu oldu. 2024-2026 dönemini kapsayan bu programın istikametinden herhangi bir sapma beklenmediğini belirten Yılmaz, hükümetin ekonomi yönetimi konusunda planlı ve stratejik bir çerçeveye sadık kaldığını dile getirdi.
Yılmaz, “Para ve maliye politikalarının yanı sıra yapısal reformlarla da desteklenen bütüncül bir ekonomi programı izliyoruz. Hedeflerimiz net, rotamız belli” ifadelerini kullanarak, 2026’da enflasyonun %20’nin altına, 2027’de ise tek haneli seviyelere indirilmesinin hedeflendiğini duyurdu.
Bu açıklama, ekonomik aktörlerin beklentilerini yönlendirme açısından büyük önem taşıyor. Enflasyonun kontrol altına alınması yalnızca fiyat istikrarını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yatırım ortamının güçlenmesine, tüketici güveninin yeniden tesis edilmesine ve sosyal dengelerin korunmasına da katkı sunuyor.
Arz yönlü adımlar ve sosyal konut vurgusu
Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın verdiği mesajlar sadece para politikası düzeyinde kalmadı. Arz yönlü politikaların da enflasyonla mücadelede kritik rol oynadığını belirten Yılmaz, özellikle gıda arzı ve sosyal konut projeleri gibi alanlara dikkat çekti. Bu alanlarda atılacak yapısal adımların, enflasyonu baskılayan uzun vadeli etkiler yaratacağını ifade etti.
Özellikle dar gelirli kesimler için büyük önem taşıyan sosyal konut projeleri, hem kira enflasyonunu sınırlamakta hem de barınma krizine çözüm üretmekte etkili bir araç olarak öne çıkıyor. Gıda tarafında ise üretici desteklerinin artırılması, lojistik zincirinin verimli hale getirilmesi ve fiyat istikrarının korunması gibi başlıklar üzerinde çalışıldığı ifade ediliyor.
Yılmaz’ın açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta da ekonomi yönetiminin koordinasyon içerisinde hareket ettiğine dair vurguydu. Maliye, Merkez Bankası ve diğer ilgili kurumların aynı hedefe odaklandığı; tek seslilikle, kararlı bir mücadele verildiği mesajı net bir şekilde kamuoyuna iletildi.
Güven veren iletişim, hedefe ulaşmanın anahtarı
Enflasyonla mücadelede başarı, yalnızca teknik araçların etkinliğine değil, aynı zamanda toplumun bu sürece duyduğu güvene de bağlı. Cevdet Yılmaz’ın yaptığı açıklamalar, hem kamuoyuna hem de piyasalara, istikrarlı ve öngörülebilir bir yol haritası sunma hedefi taşıyor. Bu da fiyatlar genel düzeyindeki dalgalanmalara rağmen, makro ekonomik istikrarı sağlama kararlılığının bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Enflasyonla mücadele süreci yalnızca rakamlarla değil, psikolojik eşiklerle de şekilleniyor. Güçlü bir iletişim stratejisi, doğru mesajlarla desteklendiğinde, beklentilerin yönetilmesine katkı sağlıyor ve sürecin etkinliğini artırıyor.