Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in üst düzey analistleri, "Fitch Türkiye Etkinliği" kapsamında İstanbul'da bir araya gelerek Türkiye ekonomisi, bankacılık sektörü ve sürdürülebilir finans konularını masaya yatırdı. Etkinlik, Fitch'in ülkedeki makro ve mikro dinamiklere dair ayrıcalıklı bakış açısını yansıtan kritik değerlendirmelere sahne oldu.
Ekonomi Politikalarındaki İyileşme Not Artışlarını Beraberinde Getirdi
Fitch Ratings'in Türkiye'den Sorumlu Ülke Derecelendirme Kıdemli Direktörü Douglas Winslow, Türkiye'nin son kredi notu indiriminin 2022'de yaşandığını hatırlattı. Winslow, son üç yıllık dönemdeki ekonomik ve mali toparlanmanın bir sonucu olarak, geçen yıl peş peşe not artışları gerçekleştirdiklerini ifade etti. "Ülke ve Makro Güncellemesi: Odak Türkiye" panelinde konuşan Winslow, mevcut ekonomik politika düzenlemelerinin sağlamlığını, temel riskleri ve makro-mali görünümü detaylandırarak, dezenflasyona giden yolda dış dengeler, döviz rezervleri ve kredi risk yoğunlaşmalarına dikkat çekti.
Fitch Türkiye Pazarına Ayrıcalıklı Bir Açıdan Bakıyor
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Fitch Ratings Ülke Direktörü Pelin Yazgan, kurumun sürdürülebilir büyüme ve dayanıklılık için kritik bir rol oynadığını vurguladı. Yazgan, Fitch Ratings'in şeffaf ve küresel çapta tanınan değerlendirmeler sunarak Türk ihraççılarını uluslararası yatırımcılarla buluşturmada merkezi bir görev üstlendiğini belirtti. Ülkelerden bankalara, kurumsaldan sigortaya kadar 100'den fazla derecelendirmeyi kapsadıklarını aktaran Yazgan, bu durumun kendilerine ülkenin mikro dinamikleri ve finans sektörünün dayanıklılığı hakkında ayrıcalıklı bir bakış açısı sağladığını kaydetti.
Türk Bankaları Dezenflasyon Sürecinde Dümeni Nasıl Tutuyor?
Fitch Ratings Bankalar Direktörü Ahmet Emre Kılınç ise "Türk Bankaları: Enflasyonu Düşürme Yolunda Seyir" başlıklı panelde, Türk bankalarının dezenflasyon sürecini yönetme stratejilerini inceledi. Kılınç, dün itibarıyla Türkiye'nin faaliyet ortamında bir not artışı olduğunu belirterek, para politikasının sektörün istikrarı, dış piyasa erişimi ve dolarizasyon eğilimleri açısından hayati önemini koruduğunu anlattı. Dezenflasyon sürecinin varlık kalitesini bir miktar baskıladığını ancak bu baskının, bankaların kazançlarını iyileştirmesiyle yönetilebilir düzeyde kaldığını düşündüklerini ekledi.
Kurumsal Finansman ve Sürdürülebilir Borçlanma Gündemde
"Türkiye'de Kurumsal Derecelendirmeler" panelinde, Orta Doğu ve Afrika Kurumsal Derecelendirmeler Başkanı Paul Lund, Türk şirketlerine yönelik kurumsal kredi belirleyicilerini ve mevcut ortamda derecelendirme görünümünü değerlendirdi. Özellikle Lira'nın potansiyel değer kazanımının kurumsal finansman stratejilerini nasıl değiştirebileceğine dair öngörülerde bulunarak, 2026 yılı için dikkat edilmesi gereken noktaları işaret etti. Sürdürülebilir Finansman Kıdemli Direktörü Sergi Tejero Cano ise sürdürülebilir borç ve finansman trendlerine odaklanarak, çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) derecelendirmelerinden elde edilen öngörüleri katılımcılarla paylaştı.