İstanbul’da başlayan yepyeni bir tarım modeli, meyve-sebze alışverişinde ezberleri bozuyor. Türkiye’nin önde gelen online market platformlarından getirBüyük, hem kent tarımı hem de onarıcı tarım uygulamalarını temel alan yeni bir projeyle tazelik ve güven kavramlarını yeniden şekillendiriyor. Kullanıcılar artık pestisit analizlerinden geçmiş ürünleri, hasat sonrası sadece 24 saat içinde sofralarında görebiliyor.
Yeni başlatılan “24 saatte tarladan sofraya” ve “analizli meyve & sebze” kategorileri sayesinde tüketiciler, sadece lezzetli değil, aynı zamanda sağlıklı ve sürdürülebilir tarımın ürünü olan sebze-meyvelere kolayca ulaşabiliyor.
getirBüyük, kent tarımıyla israfı azaltıyor, doğaya nefes aldırıyor
GetirMarket Genel Müdürü Elif Çar, “Tüketiciye ulaşan her üründe tazelik kadar doğaya olan etkiyi de önemsiyoruz,” diyerek yeni uygulamanın kapsamını şöyle açıklıyor: İstanbul’un hem Anadolu hem Avrupa yakasında üretim yapan kent tarımı üreticileriyle iş birliği kuran getirBüyük, bu üreticilerden gelen yeşillikleri sadece bir gün içinde mağazalara ulaştırıyor.
Ürünlerin kısa mesafede taşınması, sadece tazeliği artırmakla kalmıyor; aynı zamanda lojistik kaynaklı karbon salımını da ciddi şekilde azaltıyor. Her 100 sevkiyatta yaklaşık 47 ton karbon salımı tasarrufu sağlandığı belirtiliyor. Böylece getirBüyük, gıda tedarik zincirini sadece hızlı değil, aynı zamanda çevre dostu hale getiriyor.
onarıcı tarım ve pestisitsiz üretimle tarımda dönüşüm başlatıldı
getirBüyük’ün bu alandaki en dikkat çekici adımlarından biri de onarıcı tarım modeliyle üretilen gıdaları kullanıcıya sunması. Pestisit kullanılmadan, toprağın doğal döngüsünü destekleyen, ata tohumu ile yapılan üretim sayesinde, kimyasal kalıntı endişesi olmadan alışveriş yapmak artık mümkün.
Bu kapsamda getirBüyük, Veteriner Anne Çiftliği ile iş birliği yaparak, domates, salatalık, patlıcan, kıl biber gibi mevsimlik sebzeleri tamamen doğal yollarla üretip doğrudan kullanıcıya ulaştırıyor. Üstelik bu ürünlerin tamamı getirBüyük’ün uzman manavları tarafından tek tek kontrol edilerek mağazalara giriyor.
Elif Çar bu süreci şu sözlerle özetliyor: “Kullanıcılara sadece ürün değil, bir tazelik ve güven hikâyesi sunuyoruz. Bu sadece bir market alışverişi değil; doğayla uyumlu, sürdürülebilir bir yaşam biçimi.”
analizli ürünler ve hijyenik üretim süreciyle gönül rahatlığı
getirBüyük’te yer alan tüm meyve ve sebzeler, bağımsız laboratuvarlarda periyodik pestisit analizinden geçiyor. Bu analizler sadece güvenlik değil, aynı zamanda şeffaflık açısından da büyük önem taşıyor. Özellikle “analizli meyve & sebze” kategorisi altında toplanan ürünler, titiz üretim süreçleriyle raflara taşınıyor.
Firma yetkilileri, meyve-sebze kategorisinde yapılan analizlerin toplam kalite kontrollerinin %80’ini oluşturduğunu belirtiyor. Bu da getirBüyük’ün gıda güvenliği konusundaki hassasiyetini açıkça ortaya koyuyor.
kısa sürede genişlemeye hazırlanan model: sırada izmir ve ankara var
İstanbul’da başarıyla yürütülen bu tarım modeli, çok yakında İzmir ve Ankara'ya da taşınıyor. Eylül ayında İzmir, yıl sonunda ise Ankara’daki kullanıcılar da “24 saatte tarladan sofraya” kategorisiyle tanışacak. Böylece kent tarımı desteklenirken, yerel üreticilerin kapasite artışı ve ürün çeşitliliği de teşvik edilmiş olacak.