2025 yılının ilk 9 ayında Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza ekiplerinin yürüttüğü operasyonlar, sadece kaçak malları değil, aynı zamanda kayıt dışı ekonomiye açılan kapıları da birer birer kapatıyor. Bu yılın ocak-eylül döneminde gerçekleştirilen 5.349 operasyon, toplamda 74,8 milyar lira değerinde kaçak eşyanın ele geçirilmesini sağladı.
Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 130’luk artışla elde edilen bu sonuç, hem ülke güvenliği hem de ekonomik bütünlük açısından dikkat çekici bir tabloyu gözler önüne seriyor. Gümrüklerdeki sıkı denetim politikaları, yalnızca maddi değil, aynı zamanda toplumsal güvenliği tehdit eden unsurların da önüne geçiyor.
İstanbul Havalimanı listenin başında: transit geçişler artık takip altında
Kaçak ürünlerin en yoğun tespit edildiği nokta ise İstanbul Havalimanı oldu. 31,7 milyar liralık kaçak eşyanın burada yakalanması, havalimanının yalnızca yolcu taşımacılığı değil, aynı zamanda kaçakçılık rotalarının da kritik merkezlerinden biri olduğunu ortaya koyuyor.
Gürbulak Gümrük Kapısı’nda 11,6 milyar liralık, Kapıkule’de ise 4,1 milyar liralık kaçak eşya ele geçirildi. Bu veriler, kara ve hava yollarının kaçakçılar tarafından nasıl stratejik şekilde kullanıldığını gösteriyor.
Operasyonlar sırasında en fazla ele geçirilen ürünler arasında başı çeken ise uyuşturucu maddeler oldu. Bu durum, sadece mali kayıplara değil, aynı zamanda toplum sağlığını doğrudan tehdit eden unsurlara karşı verilen savaşın ne denli ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor.
Teknolojik devrim: sınır güvenliği yapay zeka ile güçleniyor
Kaçakçılıkla mücadele artık yalnızca insan gözüyle yapılan aramalarla sınırlı değil. Gümrüklü alanlarda kullanılan x-ray tarama sistemleri, yeni nesil transmisyon ve geri yansıma teknolojileriyle entegre şekilde çalışıyor. Özellikle mobil x-ray tarama sistemleri, hareketli operasyonlar için büyük avantaj sağlıyor.
Bu sistemlerin büyük bir bölümü yerli üretim teknolojilerle geliştiriliyor. Özellikle Milli Tarama Sistemleri Projesikapsamında ekonomik ömrünü tamamlayan cihazların yerine yerli imkanlarla üretilmiş sistemlerin devreye alınması, hem maliyet avantajı hem de sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor.
Ayrıca, dedektör köpeklerden araç takip sistemlerine, yoğunluk ölçüm cihazlarından kimyasal madde tespit sistemlerine kadar çok sayıda gelişmiş cihaz da operasyona entegre edilmiş durumda. Bu ekipmanlar, kaçak eşyaların tespitinde milimetrik doğrulukla çalışıyor.
Kaçakçılık yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir tehdit
Kaçakçılıkla mücadele yalnızca mali kayıpların önüne geçmek için değil; aynı zamanda toplum sağlığı ve ülke güvenliğini korumak için yürütülüyor. Kaçak ürünlerin arasında yer alan ilaçlar, kozmetikler, kimyasallar ve sahte ürünler; uzun vadede bireylerin sağlığına kalıcı zararlar verebilecek içerikler taşıyor.
Bu nedenle operasyonlar yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk ve kamu sağlığı perspektifindende ele alınıyor. Bakanlık, bu mücadeleyi sadece fiziksel sınırlar içerisinde değil; aynı zamanda psikolojik sınırları da aşan bir bilinçlendirme kampanyası olarak yürütmeyi hedefliyor.
Sürekli gelişen yöntemler, değişen tehditlere karşı koyuyor
Gümrük kapılarındaki operasyonel başarı, tesadüf değil. Her geçen yıl gelişen yazılım tabanlı analiz sistemleri, veri odaklı risk değerlendirme yöntemleri ve anlık bildirimli izleme sistemleri, kaçakçıların yöntemlerinden bir adım önde olmayı sağlıyor.
Kaçakçılığın rotaları ve yöntemleri değiştikçe, devletin gözetim mekanizmaları da buna paralel olarak evrim geçiriyor. Geleneksel denetimlerin yerini, akıllı sistemler ve anlık veri analizleriyle yapılan hedef odaklı kontroller alıyor.
Ticaret Bakanlığı'nın kararlılıkla sürdürdüğü bu süreç, kaçakçılık faaliyetlerinin yalnızca geçici olarak değil, kalıcı şekilde engellenmesini hedefliyor. Sistematik denetimlerin yanı sıra hukuki ve teknik altyapının da eş zamanlı olarak güçlendirilmesi, bu başarıların sürdürülebilirliğini garantiliyor.