Hidrojen Enerjisi İçin Yasal Zemin Talebi
Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER), Türkiye’nin temiz enerji dönüşümünde önemli bir boşluğu doldurmak üzere harekete geçti. Dernek Başkanı Yusuf Günay, mevcut "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun"da hidrojenin yer almamasının sektörün önünü tıkadığını belirterek, hidrojen enerjisinin de bu yasal çerçeveye dâhil edilmesi için resmi girişim başlattıklarını açıkladı.
Mevzuatta hâlihazırda rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle gibi fosil olmayan kaynaklara yer verildiğini hatırlatan Günay, hidrojenin bu listeye eklenmesinin hem yasal hem de stratejik bir ihtiyaç haline geldiğini vurguladı. Günay, “Bu sayede hidrojen, Türk mevzuatında ilk kez yenilenebilir enerji kaynağı olarak tanımlanmış olacak” dedi.
Hidrojen Enerjisine Özel Bölgeler ve Otorite Önerisi
Günay, hidrojenin yasada tanımlanmasının sektörün gelişiminde yeni bir dönemi başlatacağını belirtti. Bunun yalnızca sembolik değil, aynı zamanda yapısal bir düzenleme olduğunu ifade eden Günay, "Yeşil hidrojen üretim bölgelerinin ilanı ve hidrojene özel bir otoritenin atanması kadar kritik bir adımdan söz ediyoruz" diye konuştu. Bu düzenlemeyle birlikte, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hidrojen sektörünü daha etkin biçimde destekleyebileceği bir yapı oluşacağını dile getirdi.
İklim Krizine Karşı Yeşil Dönüşüm ve Hidrojen Vurgusu
Orman yangınlarının son dönemde Türkiye’yi derinden etkilediğini hatırlatan Yusuf Günay, bu felaketlerin iklim krizinin etkilerini bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi. İklim eylemi bağlamında en kritik başlığın yeşil dönüşüm olduğuna dikkat çeken Günay, “Yeşil dönüşüm artık bir tercih değil zorunluluktur. Bu dönüşümün kutup yıldızı ise hidrojendir” değerlendirmesini yaptı.
Hidrojenin çevresel açıdan da avantajlı olduğunun altını çizen Günay, “Üretiminde saf oksijen, tüketiminde ise saf su açığa çıkıyor. Fosil yakıtları geride bırakmak için elimizde bu denli temiz bir alternatif varken, başka bir seçeneğimiz kalmamıştır” ifadelerini kullandı. Türkiye'nin sahip olduğu güneş ve rüzgar potansiyelini yeşil hidrojen üretimi için değerlendirmesinin, hem enerji arz güvenliği hem de cari açıkla mücadele açısından kritik olduğunu sözlerine ekledi.
Enerjide Bağımsızlık İçin Yeni Yol Haritası
Hidrojen enerjisi, yalnızca çevreci bir alternatif değil, aynı zamanda ekonomik ve stratejik bir kaynak olarak öne çıkıyor. Günay, enerji arz güvenliğinin aynı zamanda ülkenin bağımsızlığı için bir eşik olduğunu belirterek, hidrojenin bu süreçte merkezî bir rol üstleneceğini vurguladı. Yasal düzenlemeyle hidrojenin resmen tanınması, Türkiye'nin enerji politikalarında yeni bir sayfa açabilir.