Türkiye inşaat sektörü, Ağustos ayı verileriyle tarihi bir rekora imza attı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan bilgilere göre, sektördeki ücretli çalışan sayısı 2 milyon 11 bin 335 kişiye ulaşarak, verilerin tutulmaya başlandığı 2009 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Uzmanlar, bu rekor artışı kentsel dönüşüm, deprem konutları ve hızlanan kamu projeleri gibi faktörlere bağlıyor.
Genel İstihdam Artışının Motoru İnşaat Oldu
Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörlerinin toplam ücretli çalışan sayısı Ağustos'ta bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,2 artarak 16 milyon 89 bin 450 kişiye yükseldi. Ancak sektörler bazında en çarpıcı artış %7,2 ile inşaat sektöründegerçekleşti. Bu artışla birlikte, geçen yılın Ağustos ayına göre sektörde istihdam edilen kişi sayısı 134 bin 733 kişi arttı.
Daha önceki en yüksek istihdam seviyesi, 2 milyon 671 kişi ile Temmuz ayında kaydedilmişti. Ağustos verileriyle bu rekor yeniden kırılmış oldu.
Ağustos ayındaki istihdam dağılımına bakıldığında; 1 milyon 316 bin 892 kişi bina inşaatı alanında (%8,4 artışla), 258 bin 390 kişi bina dışı yapıların inşaatında (%5,1 artışla) ve 436 bin 53 kişi ise özel inşaat faaliyetlerinde (%5 artışla) görev aldı.
Uzmanlardan Rekor Analizi: Kamu Projeleri ve "Tamamla, Elde Et" Stratejisi
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen, rekor istihdam seviyesini değerlendirdi. Hepşen, artışın temelinde kamu kaynaklı altyapı ve özellikle kentsel dönüşüm projelerinin son dönemde hız kazanmasının yattığını belirtti. Yerel seçimler öncesinde başlayan birçok projenin bitiş aşamasına gelmesinin sahadaki iş gücü talebini yükselttiğini söyledi.
İkinci önemli faktör olarak ise özel sektörün izlediği "tamamla, satamasan da elde et" stratejisini gösterdi. Yüksek finansman maliyetine rağmen firmaların, süren maliyet artışları nedeniyle beklemenin maliyetinden kaçınmak için üretime devam ettiğini vurguladı. Ayrıca, kayıt dışı istihdamın kısa süreliğine kayıt altına alınması çabalarının da rakamları yukarı çekebileceği ihtimalini ekledi.
Prof. Dr. Hepşen, konut satışları ve yeni ruhsat verilerinde bir canlanma olmazsa, bu istihdam seviyesinin yeni yılın ilk çeyreğinde yataylaşma veya hafif bir düşüş görebileceği uyarısında bulundu. Ancak genel tablo, inşaatın yüksek maliyet ortamına rağmen ekonomi içinde en fazla istihdam üreten alan olma özelliğini koruduğunu gösteriyor.
Lokomotif Rol Güçleniyor: Deprem Konutları ve Kentsel Dönüşüm Etkisi
Gayrimenkul ve İnşaat Platformu Başkanı Mustafa Ekiz ise rekorun ardındaki nedenleri teyit etti. Ekiz, deprem bölgesindeki konut üretiminin yanı sıra sosyal konut projeleri, kentsel dönüşüm ve hızlanan kamu altyapı ihalelerinin bu rekorda büyük rol oynadığını ifade etti.
Ekiz, "Bu veri, inşaatın ekonomik büyümedeki lokomotif rolünü güçlendirdiğini gösteriyor," diyerek, konut sektöründeki canlı talebe rağmen stokların azalmasının özel sektörü yeni projelere teşvik ettiğini ve arzı hızlandırma gerekliliğini dile getirdi.