Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik bağımsızlık simgesi olarak 1924 yılında kurulan Türkiye İş Bankası, ikinci yüzyıla yalnızca bir banka olarak değil, teknoloji, inovasyon ve sosyal dönüşüm aktörü olarak adım atıyor.
İkinci yüzyılın ilk senesini geride bırakan banka, hem bilanço rakamları hem de stratejik yatırımlarıyla adından söz ettiriyor. Genel Müdür Hakan Aran, 25 milyon müşteri, 4 trilyon liralık aktif büyüklük ve 2,8 trilyon liralık kredi hacmiyle Türkiye’nin en büyük özel bankası olma konumunu koruduklarını belirtti. Ancak rakamlardan daha fazlası, bu yüzyılın vizyonunda gizli.
girişimcilikten biyoteknolojiye: bankacılığın sınırlarını yeniden çiziyorlar
Bankanın son dönemde attığı adımlar, klasik bankacılığın çok ötesine geçiyor. Harvard Üniversitesi ile yapılan işbirliği, Enlila adlı biyoteknoloji girişimi, düşük enerjili yapay zekâ çipi üretimi için Silikon Vadisi’ne uzanan ortaklıklar, finansla bilimi iç içe geçiriyor.
Aran, bu yatırımların yalnızca birer proje olmadığını, aynı zamanda Türkiye'nin küresel teknoloji yarışında yer bulmasını sağlayacak stratejik hamleler olduğunu vurguluyor. “Girişim sermayesi fonlarımızla 900 milyon doların üzerinde bir yatırım havuzu oluşturduk. Bu havuz, yalnızca sermaye değil; dönüşüm, umut ve yenilik taşıyor,” diyor.
şube kapanmıyor, dönüşüyor: ihtisas şubeleriyle yeni dönem
“Şube bankacılığı biter mi?” sorusu, İş Bankası’nda yerini “şubeler nasıl daha etkili hale gelir?” sorusuna bıraktı. Tarım, turizm, girişimcilik ve KOBİ bankacılığı alanlarında açılan ihtisas şubeleri, yalnızca birer hizmet noktası değil; sektör bazlı finansal danışmanlık merkezleri olarak hizmet veriyor.
Tarım alanında 56 şube ile özel bankalar arasında lider konuma gelen banka, girişimcilik şubelerinde de 880 milyon TL kredi ve 3,75 milyar TL'lik varlıkla önemli bir ekosistem oluşturdu.
yapay zekâ sadece teknoloji değil, verimliliğin motoru
İş Bankası’nın yapay zekâya yönelik yaklaşımı, teknoloji yatırımı olmanın ötesinde bir felsefeye dayanıyor. 2018'den bu yana yürütülen sistematik çalışmalar, Koç Üniversitesi ile yapılan iş birlikleri ve kurulan Yapay Zekâ Fabrikası, teknolojiyi insandan uzaklaştırmadan süreçlere entegre ediyor.
Kredi karar süreçlerinde yapay zekâ destekli asistanlar görev alıyor, operasyon merkezlerinde iş yükü otomatikleştirilerek nitelikli insan kaynağının daha etkin alanlarda değerlendirilmesi sağlanıyor.
karbon ayak izini sıfırlayan ilk banka olma yolunda emin adımlar
İkinci yüzyıla sadece dijital değil, yeşil dönüşüm vizyonuyla da hazırlanan Türkiye İş Bankası, 2026 sonuna kadar karbon ayak izini sıfırlamayı taahhüt ediyor. Bu sadece bir hedef değil; kredi portföyü dahil tüm finansal faaliyetlerde sürdürülebilirlik ilkesi gözetiliyor.
Toplamda 650 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü, bunun 250 milyar TL’sinin kadın girişimcilere ayrılmış olması, bankanın toplumsal kalkınmayı merkezine aldığını gösteriyor.
küresel rekabetin kodları değişiyor: türkiye için fırsatlar ve riskler
Genel Müdür Hakan Aran’ın analizlerine göre, Çin’in küresel ticaretteki yeni hamleleri ve ABD-AB ekseninde yaşanacak gelişmeler Türkiye'nin dış ticaret dengesini yeniden şekillendirebilir. Avrupa Birliği’nin Çin’e karşı tutumu, Türk üreticiler için ya fırsat ya da tehdit olabilir.
“Verimliliğe odaklanmak zorundayız,” diyen Aran, Türkiye’nin bu süreçte stratejik bir yol haritasına sıkı sıkıya bağlı kalmasının hayati önemde olduğunu belirtiyor.
merkez bankası politikaları ile tam uyum: faiz ve enflasyonda dengeli geçiş
Aran’a göre Merkez Bankası’nın şahin duruşu, dezenflasyon sürecinde güven tesis ediyor. Kredi büyümeleriyle politika hedefleri arasındaki uyum, bankacılık sektörünün bu sürece verdiği katkıyı gözler önüne seriyor.
Yıl sonunda politika faizinin yüzde 35’e kadar düşmesi, yumuşak inişli bir geçiş için zemin oluşturuyor. Sektör, bu senaryoda yüzde 25 düzeyinde öz kaynak kârlılığıyla süreci tamamlayabilir.
iş bankası, bilimsel dönüşümde de öncü rol üstleniyor
Toplumsal dönüşüm yalnızca finansal değil; eğitim, kültür, sanat ve bilim alanlarında da kendini gösteriyor. Banka, üniversitelerle yaptığı iş birlikleriyle bilimsel düşünceyi yaygınlaştırmayı, gençlere bilimi sevdirmeyi ve yeni nesil bilim insanlarını desteklemeyi hedefliyor.
bankacılık sürpriz kabul etmez: dört senaryolu yönetim modeli
Bankacılık sektörü için risk yönetimi bir yan faaliyet değil, bizzat işin kendisi. İş Bankası, her kararı dört farklı senaryoya göre değerlendiriyor. Bu sistematik yaklaşım, sektörün tüm ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklı kalmasını sağlıyor.
“Hiçbir zaman tek senaryoyla hareket etmeyiz,” diyen Aran, Türkiye'de bankacılık sektörünün geldiği noktayı küresel ölçekte bir başarı öyküsü olarak nitelendiriyor.
