Kibar Holding, çatı ve cephe kaplama sektörünün önde gelen markalarından Assan Panel’i 2026 yılının ikinci yarısında halka arz etmeye hazırlanıyor. Bu önemli açıklama, holdingin CEO’su Haluk Kayabaşı tarafından yapıldı. Kayabaşı, bu sürecin sadece Assan Panel ile sınırlı kalmayacağını, halka arz sürecinin holding bünyesindeki diğer güçlü şirketleri de kapsayacak şekilde genişleyeceğini vurguladı.
Assan Panel’in halka arzı, Kibar Holding’in küresel ölçekte attığı büyüme adımlarının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Şirketin Ürdün, Azerbaycan, Türkiye ve yakında faaliyete geçecek olan İngiltere'deki üretim tesisleriyle birlikte, küresel pazarda daha görünür hale gelmesi bekleniyor. Bu stratejik hamle, yatırımcıların da ilgisini çekecek nitelikte.
45 milyon sterlinlik İngiltere yatırımı, Assan Panel’in değerini artıracak
Kayabaşı’nın açıklamalarına göre, İngiltere'de 45 milyon sterlinlik yatırımla inşa edilen yeni fabrika, 2026’daki halka arz öncesi Assan Panel’in üretim kapasitesini önemli ölçüde artıracak. Bu yatırım, sadece şirketin üretim gücünü değil, aynı zamanda uluslararası pazardaki rekabetçiliğini de artıracak.
Kibar Holding, doğrudan tüketim noktalarına yakın üretim yaparak lojistik avantajlar elde etmeyi hedefliyor. Bu nedenle, bölgesel yatırımlar giderek daha kritik hale geliyor. Assan Panel’in büyüme stratejisinde İngiltere, Avrupa’ya açılan kapı konumunda olacak. Halka arz öncesi bu yatırım, şirketin piyasa değerini önemli ölçüde yukarı çekecek.
Assan Panel’den sonra sırada Assan Alüminyum olabilir
Halka arz süreci sadece Assan Panel ile sınırlı kalmayacak. Kayabaşı, yaptığı açıklamada Assan Alüminyum’un da borsa yolculuğuna çıkabileceğinin sinyallerini verdi. Avrupa'nın ilk beş büyük alüminyum üreticisi arasında yer alan Assan Alüminyum, Türkiye'nin bu alandaki en büyük oyuncusu konumunda.
Henüz resmi bir süreç başlamamış olsa da, Assan Panel’in halka arzının başarılı geçmesi durumunda Assan Alüminyum’un da halka arz gündemine alınması bekleniyor. Bu da Kibar Holding’in sermaye piyasalarındaki varlığını derinleştireceği anlamına geliyor.
7,5 milyar dolarlık ciro hedefiyle 2025 yılına temkinli iyimserlik
Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, 2025 yılı kombine ciro beklentilerini 7,5 milyar dolar olarak açıkladı. Bunun 3 ila 3,5 milyar dolarlık kısmının ihracattan, kalan kısmının ise iç pazardan karşılanması bekleniyor. Ancak Kayabaşı, bu yılın karlılık açısından çok parlak geçmeyeceğine de dikkat çekti.
Döviz kuru baskılarının üretim maliyetlerini telafi etmeyi zorlaştırdığını ifade eden Kayabaşı, sanayiciler olarak kurun kademeli şekilde gevşetilmesini beklediklerini belirtti. Doların yıl sonunda 45, euronun ise 53-55 TL bandında olmasını öngördüklerini paylaştı. Bu varsayımlar, ihracat performansı açısından kritik öneme sahip.
Dijitalleşmeye 200 milyon dolarlık yatırım: Yeni çağın gerekliliği
Kayabaşı, son beş yıl içinde yaklaşık 200 milyon dolarlık dijitalleşme yatırımı yaptıklarını söyledi. Bu yatırım, sadece üretim süreçlerinin otomasyonunu değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve tedarik zinciri yönetimini de kapsıyor.
Dijitalleşme yatırımları, Kibar Holding’in endüstri 4.0 dönüşümünü desteklerken, aynı zamanda halka arz edilecek şirketlerin yatırımcı gözündeki değerini de artırıyor. Modern altyapıya sahip, verimlilik odaklı üretim tesisleri, sermaye piyasalarında her geçen gün daha fazla önem kazanıyor.
Sürdürülebilirlikte öncü adımlar: Geri dönüşüm oranı %99’a ulaştı
Kibar Holding, sadece finansal büyüme değil, çevresel sürdürülebilirlik açısından da sektörde örnek teşkil ediyor.Kayabaşı’nın verdiği bilgiye göre, atıkların yüzde 99’u geri dönüştürülebilir hale getirildi. Ham madde ihtiyacının %35’i hurdadan sağlanıyor.
Ayrıca holding, karbon ayak izini azaltma konusundaki taahhütlerini de yerine getiriyor. 2025 hedeflerini şimdiden tamamlayarak 2030 hedeflerini kamuoyuyla paylaştı. Bu adımlar, özellikle ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) odaklı yatırımcılar için dikkat çekici.
Avrupa ve Amerika pazarında Çin’in önünde: Vergi avantajı Türkiye’nin elini güçlendiriyor
Haluk Kayabaşı, Çin'e karşı uygulanan antidamping vergilerinin Türkiye’ye uygulanmamasının büyük bir avantaj sağladığını belirtti. Gümrük Birliği sayesinde Türkiye, Avrupa pazarına ürünlerini sıfır vergiyle ihraç edebiliyor. Bu da Çin ile rekabet edilen birçok alanda Türkiye’yi ön plana çıkarıyor.
Ancak Orta Doğu ve Afrika pazarlarında Çin’in agresif fiyat politikaları nedeniyle rekabetin zorlaştığını ifade eden Kayabaşı, bu bölgelerdeki paylarını artırmak için yeni stratejiler üzerinde çalıştıklarını da belirtti.
2030’a kadar yeni odak: Afrika ve Güney Amerika
Kibar Holding’in 2030 stratejik planları arasında Afrika ve Güney Amerika pazarlarına daha güçlü bir şekilde odaklanmak yer alıyor. Halihazırda Güney Amerika'nın birçok ülkesine ihracat yapılmakta. Kayabaşı, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Kuzey Amerika’daki ihracatın düzenli olarak sürdüğünü belirtti.
Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesiyle birlikte, her iki ülkeye de özel stratejilerle giriş yapılması planlanıyor.Bu, özellikle inşaat malzemeleri ve alüminyum sektörleri için büyük fırsatlar barındırıyor.