L’Oréal Türkiye, çevreye ve topluma duyarlı sürdürülebilirlik vizyonunu büyüterek 2030 hedeflerini kamuoyuyla paylaştı. Genel Müdür Sinem Sandıkçı Gökçen: "Beraber dönüşmenin gücüne inanıyoruz."
Dünya Çevre Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulunan L’Oréal Türkiye, sürdürülebilirlik odaklı dönüşümünü hız kesmeden sürdürüyor. “Gelecek için L’Oréal” programı doğrultusunda bilim, teknoloji ve insan gücünü harmanlayan şirket, çevresel ve sosyal sorumluluk projeleriyle Türkiye'de örnek alınacak bir dönüşüm modeli oluşturuyor.
Dijital Dönüşümle Karbon Ayak İzine Etkili Müdahale
L’Oréal Türkiye, geçtiğimiz yıl başlattığı dijital sürdürülebilirlik hamlesini bu yıl tüm markalarına yayarak çevresel sorumlulukta çıtayı yükseltti. Fransız girişim Impact+ ile işbirliği yapan marka, dijital medya yatırımlarında karbon salımını minimuma indirerek kampanyalarında büyük çevresel kazanımlar sağladı.
Dijital kampanyaların karbon emisyonu, uçağın dünyanın çevresini 12 kez dönmesine eş değer bir tasarrufla azaltıldı. Video dosya boyutlarının küçültülmesi, veri kullanımının azaltılması ve hedefleme stratejileriyle dijital ayak izi ciddi oranda küçültüldü.
Yeniden Doldurulabilir Ürünlerle Tüketim Alışkanlıkları Değişiyor
Atıkla mücadelede kararlı adımlar atan L’Oréal Türkiye, yeniden doldurulabilir ürün portföyünü genişletti. Parfüm, cilt ve saç bakım ürünlerinin evde veya satış noktalarında tekrar doldurulabilir formlarda sunulması, tüketici davranışlarında sürdürülebilir alışkanlıklar oluşturuyor.
2030 yılına kadar saf plastik kullanımını yüzde 50 azaltmayı hedefleyen şirket, ambalajlarında geri dönüştürülmüş ve biyobazlı malzemeleri tercih ederek sürdürülebilir üretim vizyonunu hayata geçiriyor.
Doğadan Gelen İçeriklerle Yeşil Bilim Dönemi
“Yeşil Bilim” yaklaşımını merkeze alan L’Oréal, ürünlerinin yüzde 65’ini bitkisel ve yüksek mineral içerikli doğal bileşenlerle geliştiriyor. Bu strateji, yalnızca içerikleri değil, üretimin doğayla kurduğu bağı da yeniden tanımlıyor.
1 milyar avroluk yatırım yapılan yeşil bilim stratejisi, çevreye duyarlı ürün geliştirme süreçlerini destekleyerek doğayla uyumlu bir güzellik anlayışını öne çıkarıyor. Enerji tasarrufu, minimum atık ve yüksek performans bu yaklaşımın temelini oluşturuyor.
Sosyal Etkiyle Geleceğe Umut Oluyor
L’Oréal Türkiye, yalnızca çevreyle değil toplumla da güçlü bağlar kuruyor. 2030 yılına kadar 100 bin dezavantajlı bireyin istihdama erişimini desteklemeyi hedefleyen şirket, 5 milyon kadının güçlenmesine katkı sunmayı ve 10 milyon kişiye çevresel-sosyal fayda programlarıyla ulaşmayı amaçlıyor.
Bu kapsamda, Muğla’daki orman yangınlarından etkilenen alanlarda 50 bin tohum topu, drone teknolojisi ile doğaya kazandırılacak. Projede L’Oréal çalışanları gönüllü olarak yer alacak.
“Sürdürülebilirlik İş Yapış Biçimimizin Temelidir”
L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir hedef değil, iş yapış biçimimizin temel taşı olarak görüyoruz. Dijital kampanyalardan yeşil bilime, doğayı yeniden canlandıran projelerden toplumsal etkiye kadar birçok alanda sürdürülebilirlik odağımızı genişletiyoruz. Bilimi, teknolojiyi ve insanı birleştirerek daha yaşanabilir bir geleceği birlikte inşa ediyoruz."
L’Oréal Türkiye’nin bu kararlı adımları, Türkiye’nin çevresel kalkınma ve sürdürülebilir üretim hedefleriyle de tam uyumlu şekilde ilerliyor.