Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'nde yaptığı önemli konuşmada, ülkenin finansal yapısında tarihi bir değişime hazırlandığını duyurdu. Bakanlık olarak, mevcut bankacılık ağırlıklı finansman modelinden, sermaye piyasalarının merkezde olduğu yeni bir sisteme geçiş yapmayı hedeflediklerini belirtti.
Bakan Şimşek, bu dönüşümün ardındaki tabloyu rakamlarla ortaya koydu: 2023 ortası itibarıyla Türkiye'deki işletmelerin finansman gereksiniminin sadece %12'si sermaye piyasalarından karşılanırken, %88'lik büyük bir bölüm bankacılık ve diğer finansal sektörler üzerinden sağlanıyordu. Şimşek, bu durumu küresel örneklerle karşılaştırarak, ABD'de finansmanın yaklaşık %60'ının, Avrupa Birliği'nde ise %30'unun sermaye piyasalarından sağlandığını vurguladı.
💰 Uzun Vadeli Kaynak ve Türk Lirası Cazibesi
Mevcut bankacılık merkezli yapının, ülkenin uzun vadeli projelerine ve üretken yatırımlarına kaynak aktarımını zorlaştırdığını belirten Bakan, yeni modelin Türkiye'nin kalkınma hedeflerine güçlü destek sağlayacağının altını çizdi. Ayrıca, Türk Lirası varlıklarına olan ilgiyi artırma hedeflerinin de yine sermaye piyasaları odaklı bir finansal yapıyı zorunlu kıldığını ifade etti.
Şimşek, 2025 yılının ilk dokuz ayında toplam finansmanın neredeyse %34'ünün sermaye piyasaları üzerinden sağlandığı bilgisini paylaşarak, ulaşmaya çalıştıkları noktanın bu oranın daha da ötesi olduğunu işaret etti.
En Büyük Öncelik: Fiyat İstikrarı ve Dezenflasyon
Sermaye piyasalarına olan ilginin artışından memnuniyet duyan Mehmet Şimşek, özellikle tahvil ve kira sertifikası (sukuk) ihraç alanlarına büyük önem verdiklerini kaydetti. Ancak bu büyümenin ön koşulunun fiyat istikrarı olduğunu vurguladı.
"Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimiz," diyen Şimşek, dezenflasyon sürecinin piyasaları derinleştireceğini ifade etti. Enflasyondaki düşüş trendine dikkat çeken Bakan, kısa vadeli yavaşlamaların doğal olduğunu ve asıl önemli olanın trendin kalıcı yönü olduğunu belirtti. Enflasyonun yıl sonu beklentisinin neden 20'li değil de 30 civarında olacağına dair bir soruya ise kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda enflasyonu şokunu gerekçe gösterdi.
Mali disiplinin önemine de değinen Şimşek, fiyat istikrarı 'olmazsa olmaz' iken, mali disiplinin de sermaye piyasalarının gelişmesine ciddi katkı sağlayacak bir bileşen olacağını söyledi.
Manipülasyonla Mücadelede Yeni Seviye ve Yönetim Kurulu Hedefleri
Bakan Şimşek, sermaye piyasalarına olan güvenin temelini korumak amacıyla manipülasyonla mücadeleyi 'olmazsa olmaz' olarak nitelendirdi. Bu alandaki cezaları artırma planlarını açıklarken, finansal okuryazarlığın da kritik bir boyut olduğunu belirtti. Şimşek, manipülasyonla mücadelenin dozunun, kayıt dışı ekonomiyle mücadele dozunun üzerine çıkarılacağını ifade etti.
Öte yandan, halka açık şirketlerin yönetim kurullarındaki kadın temsili konusunu da çok değerli bulduğunu belirten Bakan, %19'lara ulaşan bu oranın %25 seviyesine çıkarılması arzusunu dile getirdi.
Borsa İstanbul'da İddialı Hedefler: "Oyun Alanı Değil, Uzun Vadeli Ortaklık"
Dezenflasyon süreciyle birlikte piyasaların derinleşeceğini öngören Şimşek, Borsa İstanbul'un (BİST) piyasa değerinin GSYH'ye oranının, benzer ülkelerle rekabet edebilecek seviyeye ulaşacağını söyledi. Şu anda hareketli ortalamalarda %32, 2024 sonu itibarıyla %29 civarında olan bu oranın, kısa vadede dahi iki katına çıkmasının makul bir hedef olarak görülebileceğini açıkladı.
Bakan Şimşek, halka arzlarda şeffaflık ve kural bazlı bir sürecin önemine vurgu yaparak, Borsa'nın bir "oyun alanı değil", uzun vadeli bir perspektifte gerçek ortaklığın tesis edildiği bir platform olduğunun altını çizdi. Finansal okuryazarlık ve uzun vadeli bakış açısının eksikliğinin, kısa vadeli işlem eğilimlerinin temelinde yattığını belirtti.
Cari Açıkta Kalıcı İyileşme Beklentisi
Konuşmasında cari açık konusuna da değinen Şimşek, ithal fosil yakıtlara bağımlılığın azalması, hizmet ihracatının güçlü seyri ve yurt içi petrol/doğal gaz üretimindeki artış sayesinde cari açıktaki iyileşmenin konjonktürel değil, kalıcı bir yapıya doğru ilerlediğini ifade etti. Bölgesel savaşların sona ermesi durumunda hizmet ihracatında büyük bir sıçrama yaşanacağını öngörerek, yapısal dönüşümle bu iyileşmeyi daha da sağlam zemine oturtacaklarını sözlerine ekledi.