Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Washington'da katıldığı bir etkinlikte Türkiye ekonomisine dair önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle enflasyon hedeflerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, yıl sonu beklentisinin aşılabileceği sinyalini verdi.
Doğal Afetler Enflasyonu Tetikledi
Bakan Şimşek, eylül ayında ivme kazanan enflasyonun arkasındaki nedenlere de değindi. Açıklamasında, "Kuraklık ve zirai don işlenmemiş gıda fiyatlarını çok ciddi bir şekilde etkiledi," ifadelerini kullandı. Bu tür doğal zorlukların maliyetler üzerindeki baskısının, enflasyonda öngörülen patikanın dışına çıkma riskini beraberinde getirdiğini belirtti.
Dezenflasyon Süreci Yolda, Ancak Riskler Var
Ekonomi programının genel çerçevesine sadık kalındığını vurgulayan Şimşek, dezenflasyon sürecinin ilerlediğini ancak bu yıl iç ve dış piyasalarda yaşanan türbülansın etkilediğini söyledi. Yıl sonunda enflasyonun yaklaşık yüzde 30 civarında olacağı öngörülse de, Bakan, "Enflasyonda bu yıl belki biraz beklentimizin üzerinde rakamlarla karşılaşabiliriz," diyerek bu tahmine bir şerh koydu.
Beklentiler Yüksek Kalmaya Devam Ediyor
Şimşek'in dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise piyasa aktörlerinin beklentileri oldu. Hanehalkı ve reel sektörün enflasyon beklentilerinin halen yüksek seviyelerde seyretmesi, dezenflasyon çabalarının başarısı için kritik bir zorluk olarak masada duruyor.
Sıkı Para ve Maliye Politikası Kararlılığı
Bakan Şimşek, büyümede bir yavaşlama olsa da, hedefin sürdürülebilir bir büyüme patikası olduğunu yineledi. Ekonomi yönetiminin temel politikası net: "Genel çerçevede para politikası sıkı, maliye politikası sıkı ve sıkı kalmaya devam edecek." Bu kararlılıkla, Mart, Nisan, Haziran ve sonrasında karşılaşılan zorluklara hızlı yanıtlar verildiğini ve kurumlara olan güvenin arttığını ifade etti.
Yapısal Reform Vurgusu
Türkiye'nin potansiyelini artıracak alanlara da değinen Şimşek, genç nüfusun hızla büyümesinin önemini vurguladı. 300 milyar doların üzerinde altyapı yatırımı yapıldığını belirterek, üretimi artıracak sanayi ve insan odaklı yatırımlara devam edileceğini söyledi. Son olarak, Türkiye'nin gelişmiş ülkelerden teknoloji yatırımı çekebilmesinin tek şartının fiyat istikrarını sağlamak olduğunun altını çizdi.