Türkiye sokaklarında hızla süzülen bazı Ferrari’lerin aslında vergi ödenmeden yollarda olduğu ortaya çıktı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, “T” plakalı lüks araçların peşine düştü. Sözde prototip veya test amaçlı ülkeye getirilen bu araçların, aslında belirli şirketler tarafından ticari amaçla kullanıma sunulduğu iddiası ortalığı karıştırdı.
Normal şartlarda bu tür “T” plakalı araçların yalnızca geçici kullanım için ve test süreçleri kapsamında sokaklarda olması gerekirken, bazı lüks modellerin kişisel kullanıma geçtiği tespit edildi. En dikkat çeken marka ise Ferrari oldu. Her biri milyonluk değere sahip olan bu araçlar, vergi yükü olmadan Türkiye yollarında gezdiriliyor.
milyonluk kaçakçılık mı, gri alan istismarı mı?
Hazine ve Maliye Bakanlığı kaynakları, bu durumun sadece birkaç münferit vaka olmadığını, sistematik bir yapının işaretlerini taşıdığını ifade ediyor. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde “T” plakalı, yüksek performanslı spor araçların sayısındaki artış dikkat çekiyor.
Gümrük mevzuatına göre Türkiye’de ikamet eden bireylerin yurt dışından araç getirme hakları bulunmuyor. Yabancı plakalı araçlar yalnızca belirli süreyle ve belirli kişisel şartlarla ülkeye girebiliyor. Ancak bazı şirketlerin bu yasağın etrafından dolanarak, yabancı menşeili lüks araçları prototip/test adı altında getirip aslında vergisiz bir şekilde ticari kullanıma açtığı anlaşıldı.
Müfettişlerin odaklandığı nokta da tam burada başlıyor: Bu araçlar neden hep belirli firmalara ait? Test süresi neden aylar, hatta yıllar sürüyor? Üstelik bu araçların bazıları sosyal medyada sık sık paylaşılıyor; bu da test değil, gösteriş amaçlı kullanıldıklarının bir başka kanıtı olarak değerlendiriliyor.
yeni denetim dalgası: şirketler tek tek inceleniyor
Edinilen bilgilere göre Maliye müfettişleri, bu şirketlerin hem gümrük kayıtlarını hem de araçların fiili kullanımını detaylı biçimde inceliyor. Plaka bazlı takip sistemiyle, “T” plakalı araçların kimler tarafından, hangi güzergahlarda ve ne sıklıkla kullanıldığı analiz ediliyor. İlk verilere göre araçların büyük kısmı şirket sahipleri, yöneticileri ya da onların yakın çevresi tarafından kullanılıyor.
Bu durum, kamuoyunda ciddi bir adaletsizlik algısı yaratıyor. Vatandaş, kendi aracının ÖTV ve KDV’sini öderken, bazı şirketlerin lüks otomobilleri vergisiz kullandığı fikri, devlete olan güveni de zedeleyebilir. Uzmanlar, bu tür suiistimallerin sadece ekonomik değil, psikolojik ve toplumsal etkiler doğurabileceği görüşünde.
mevzuat boşluğu mu, denetim eksikliği mi?
Uzmanlar, bu olayın sadece bir kaçakçılık vakası değil, aynı zamanda bir mevzuat zaafı olduğunu vurguluyor. Zira “T” plaka uygulaması, aslında otomotiv Ar-Ge ve test süreçlerini teşvik etmek için tasarlanmış bir modeldi. Ancak bu sistemin, gri alanlar kullanılarak vergisiz lüks araç ithalatına dönüştüğü görülüyor.
Maliye'nin başlattığı bu inceleme süreci, sadece mevcut araçları değil, gelecekteki tüm “T” plakalı ithalatları da yakından ilgilendiriyor. Denetimlerin sıklaştırılması ve uygulamanın yeniden düzenlenmesi gündemde.
etkileri ne olabilir?
Olası yaptırımlar kapsamında, bu araçların trafikten men edilmesi, şirketlere yüksek tutarda vergi cezaları kesilmesi ve yasal takibat başlatılması bekleniyor. Ayrıca bu araçların yeniden yurtdışına çıkarılması zorunluluğu da gündemde.
Hükümet kaynakları, kamu zararı oluşan durumlarda hem vergi alacağının tahsil edileceğini hem de ilgili şirketlerin ruhsat ve izinlerinin gözden geçirileceğini ifade ediyor. Bu da otomotiv sektöründe ciddi bir dalgalanma yaratabilir.