Yeni Birlik Gazetesi
49,5880 %-0.02
56,8023 %0.04
28,1916 %0.27
3.874.565 %-2.172
Yeni Birlik Gazetesi Ekonomi Trump’tan Gümrük Şoku: Türkiye’yi Bekleyen Büyük Tehlike Ne?

Trump’tan Gümrük Şoku: Türkiye’yi Bekleyen Büyük Tehlike Ne?

ABD Başkanı Donald Trump’ın 5 Nisan’da yürürlüğe soktuğu yeni gümrük vergisi kararı dünya ekonomisinin seyrini değiştirecek türden. Türkiye’nin de yüzde 10’luk vergi grubuna dahil edilmesi, ihracat yapan sektörleri diken üstünde beklemeye zorluyor. Peki, ABD’nin yeni ticaret stratejisi Türkiye’yi nasıl etkileyebilir, şirketler bu süreçte hangi stratejileri izlemeli? İşte KPMG’den Zahide Demir’in sektör sektör analizleri ve çarpıcı uyarıları…

ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel ekonomiyi sarsan yeni gümrük vergisi kararı, Türkiye dahil onlarca ülkeyi doğrudan etkileyecek bir dönemin kapısını araladı. 5 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe giren yüzde 10'luk ilave gümrük vergisi uygulaması, küresel ticaret haritasını yeniden şekillendirirken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler açısından önemli risk ve fırsatları beraberinde getiriyor.

Trump’tan Ticaret Masasına Zoraki Davet

ABD'nin ithalata karşı kalkan olarak kullandığı bu yeni uygulama, başta Çin, Kanada, Meksika ve Türkiye olmak üzere birçok ülkenin dış ticaret planlarını doğrudan etkiliyor. KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Şirket Ortağı Zahide Demir’e göre, bu karar yalnızca yeni bir vergi düzenlemesi değil, aynı zamanda küresel ticaretin pazarlıklarla şekilleneceği yeni bir müzakere döneminin de işaretçisi.

Demir, "Trump adeta ülkeleri pazarlık masasına zorla oturtuyor. Bu sürecin sonunda vergi oranlarında yeniden düzenlemeler yapılabilir. Ancak kısa vadede birçok ülke ekonomisi ciddi anlamda etkilenecek” diyerek dikkat çekici bir uyarıda bulundu.

Türkiye'nin Yüzde 10'luk Vergi Grubunda Yer Alması Ne Anlama Geliyor?

Türkiye’nin ABD’ye ihracatında uygulanacak olan yüzde 10’luk vergi dilimi, ilk bakışta düşük gibi görünse de, sektör bazlı analizler yapılmadan avantaj ya da dezavantaj yorumu yapmak oldukça yanıltıcı olabilir. Özellikle tekstil sektöründe Asya’daki rakip ülkelere kıyasla bir avantaj oluşabileceği konuşulsa da, Avrupa Birliği ülkelerine uygulanan yüzde 20’lik oran ile kıyaslandığında tablo değişiyor.

Demir, “Yüzde 10’luk oranın görece olarak daha iyi olduğu algısı, sektör bazında detaylı analiz yapılmadan yanıltıcı olabilir. Örneğin yalnızca AB’ye ihracat yapan bir tekstil firması, yeni vergilerle pazar daralmasına uğrayabilir. Tedarik zincirlerinde kaymalar yaşanabilir, üretim merkezleri yer değiştirebilir” diyerek şirketleri kapsamlı bir bakış açısına davet etti.

Şirketler İçin Yol Haritası: Belirsizlikte Strateji Geliştirme Zorunluluğu

Yeni dönemde gümrük ve dış ticaret uzmanlarına büyük görevler düştüğünü vurgulayan Demir, şirketlerin bu süreçte izlemesi gereken adımları şöyle sıralıyor:

  • Sektörel ve rakip ülke analizlerinin detaylı şekilde gözden geçirilmesi,
  • Yatırım planlarının revize edilmesi,
  • Küresel tedarik zincirindeki değişimlerin yakından izlenmesi,
  • Menşe esaslı üretim süreçlerinin gözden geçirilmesi,
  • Alternatif ihracat rotalarının değerlendirilmesi.

Demir, “Bu analizler sayesinde pazarda doğabilecek boşluklar öngörülebilir ve yeni stratejiler geliştirilebilir. Riskleri yönetmenin yolu proaktif olmaktan geçiyor” diyerek tüm şirketleri uyarıyor.