2025’in ikinci çeyrek verileri, Türkiye ekonomisinin gücünü koruduğunu gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı güncel verilere göre, nisan-haziran döneminde gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) yıllık bazda yüzde 4,8 oranında arttı. Ekonomik büyüme çeyreklik bazda da yüzde 1,6 ile yukarı yönlü bir ivme sergiledi.
Bu büyüme oranı, sadece rakamsal değil; aynı zamanda psikolojik bir eşik anlamı taşıyor. Zira ekonomistler yılın ikinci çeyreği için yüzde 3,87’lik bir artış öngörüyordu. Gerçekleşen büyüme, piyasa beklentilerini aşmakla kalmadı, Türkiye'nin kesintisiz büyüme serisini 20 çeyreğe taşıyarak ekonomik istikrar algısını da güçlendirdi.
sektörel bazda çarpıcı artışlar yaşandı
GSYH’yi oluşturan faaliyetler derinlemesine incelendiğinde, en dikkat çekici büyümenin inşaat sektöründe yaşandığı görülüyor. Sektör, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,9 büyüdü. Bu, uzun süredir durgun seyreden inşaat sektörünün yeniden canlandığını ve yatırımların ivme kazandığını gösteriyor.
Onu bilgi ve iletişim sektörü yüzde 7,1, sanayi sektörü yüzde 6,1 ve ticaret, ulaştırma, konaklama, yiyecek hizmetleri yüzde 5,6’lık artışlarla izledi. Sadece tarım sektörü yüzde 3,5 ve kamu hizmetleri yüzde 1,2 oranında daralma yaşadı.
Bu veriler, özel sektör odaklı ve dinamik alanların ekonomik büyümenin itici gücü haline geldiğini ortaya koyuyor.
hane halkı tüketimi ve yatırımlar ekonomiye canlılık kattı
İç talep, büyümenin temel yapı taşlarından biri oldu. Yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5,1 artış gösterdi. Bu durum, tüketici güveninin göreli olarak yüksek seyrettiğine işaret ediyor.
Gayrisafi sabit sermaye oluşumu da yüzde 8,8 oranında yükselerek, işletmelerin ve devletin yatırım harcamalarını artırdığını gösterdi. Ancak, devletin nihai tüketim harcamalarında yüzde 5,2’lik bir düşüş yaşandı. Bu da kamunun harcamaları kısmaya devam ettiğine işaret ediyor.
ihracat zayıf kaldı, ithalat yükseldi
Büyüme verileri pozitif olsa da dış ticarette dengeler kırılganlığını koruyor. 2025’in ikinci çeyreğinde mal ve hizmet ihracatı sadece yüzde 1,7 artarken, ithalat yüzde 8,8 arttı. Bu gelişme, büyümenin bir bölümünün dış talep yerine iç talep kaynaklı olduğunu gösteriyor.
Dış ticaret dengesindeki bu bozulma, büyümenin sürdürülebilirliği açısından orta vadede dikkatle izlenmesi gereken bir alan olarak öne çıkıyor.
iş gücü gelirlerinde güçlü artış
İş gücü ödemelerinde de kayda değer bir artış gözlendi. 2025’in ikinci çeyreğinde iş gücü ödemeleri yüzde 42 artarken, net işletme artığı ve karma gelir yüzde 46,3 yükseldi. Ancak iş gücü ödemelerinin toplam katma değer içindeki payı yüzde 38,8’den yüzde 38,4’e geriledi. Bu oran, çalışanların gelir artışına rağmen sermaye sahiplerinin daha fazla pay aldığını gösteriyor.
türkiye ekonomisi direnç gösteriyor ama kırılganlıklar sürüyor
Türkiye'nin büyüme performansı beklentilerin ötesine geçerken, büyümenin alt kalemlerine bakıldığında tüketim, yatırım ve özel sektör dinamizmi ön plana çıkıyor. Ancak ihracattaki zayıf artış ve ithalattaki hızlı yükseliş, dışa bağımlı yapının henüz dönüşmediğini hatırlatıyor.
Ayrıca kamu harcamalarındaki daralma, devletin mali disiplini önceleyen bir politikayı benimsediğini düşündürüyor. Bu yaklaşım, enflasyonla mücadele kapsamında olumlu görünse de kamu destekli büyümeyi sınırlandırabilir.