Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Müşterek Başkanı Toygar Narbay, "Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi ve Orta Doğu'da barışın sağlanması durumunda, bu pazarlar üzerinden kaybettiğimiz ihracatı geri kazanma imkanımız olacak." ifadelerini kullandı.
İhracat Fırsatlarını Değerlendirmek İçin Kritik Dönem
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Müşterek Başkanı Toygar Narbay, Rusya-Ukrayna çatışmasının sona ermesi ve Orta Doğu'da barış ortamının oluşmasıyla kayıp yaşanan ihracat fırsatlarını yeniden değerlendirebileceklerinin altını çizdi. Narbay, sektör olarak bu fırsatları etkili bir şekilde kullanabilmeleri için üretim kapasitesinin korunması, iç kaynakların güçlendirilmesi ve rekabet gücünün yeniden kazanılmasını sağlayacak desteklere ihtiyaç duyduklarını vurguladı. Bu bağlamda, sektördeki önemli isimlerle gerçekleştirilen toplantılarda, mevcut sorunlar ve potansiyel çözümler üzerinde durulduğu ifade edildi.
Pandemi ve Ekonomik Politikaların Etkileri
Narbay, 2020 yılında başlayan pandemi sürecinin alışveriş davranışlarını ertelerken, 2021 ve 2022 yıllarında merkez bankalarının genişletici politikalarının dünya ticaretinde önemli bir büyüme sağladığını belirtti. Ancak, 2023 yılı itibarıyla yaşanan enflasyon artışı ve likiditeyi kontrol altına almak amacıyla merkez bankalarının uyguladığı daraltıcı önlemler, dünya genelindeki hazır giyim ticaretinde ciddi bir daralmaya sebep oldu. Dünya ve Türk hazır giyim ihracatında, 2023 yılı itibarıyla yaşanan yüzde 9'luk küçülme, Türk hazır giyimdeki olumsuz ayrışmanın bir göstergesi oldu. 2024 yılı için ise, dünya pazarındaki yüzde 2'lik daralmaya karşılık, Türk hazır giyim ihracatında tek haneli bir küçülme yaşanması bekleniyor.
Daralmanın Nedenleri ve İhracat Performansı
Narbay, 2024 yılı için yaşanacak daralmanın 1,3 milyar dolarlık kayba karşılık geldiğini ifade ederek, bu kaybın kaynaklarını detaylandırdı. Kaybın yüzde 29'unun küresel resesyondan, yüzde 46'sının savaş bölgelerindeki kayıplardan ve yüzde 25'inin ise sektördeki rekabet avantajlarının kaybından kaynaklandığını belirtti. Türk hazır giyim sektörü, 2022'de 2,7 milyar dolar olan ithalatının 2024 sonunda 4 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor. Bu durum, uygulanan ekonomik politikaların ihracattaki rekabeti azalttığı ve ithalatı artırdığına dair önemli bir gösterge sunuyor.
Türkiye'nin Küresel Pazar Uygunluğu ve Rekabetçiliği
Türkiye, dünya hazır giyim pazarında altıncı ve Avrupa'da üçüncü en büyük tedarikçi konumunda. Narbay, Türkiye’nin tekstil sektörü ile birlikte Çin'den sonra ikinci en büyük tedarik zincirini oluşturduğunu belirtiyor. Diğer yandan, küresel pazarda yüzde 3,48’lik bir pay almasına rağmen, karşılaştığı zorluklar, Türk hazır giyim sektörünün global alandaki konumunu etkilemektedir. Narbay, yüksek enflasyon ve döviz kurlarının baskı altında kalması nedeniyle, alıcıların talep ettiği maliyet farkını ödemekte isteksiz olduklarını belirtti. Bu durum, Türk hazır giyim sektörünün rekabetçiliğini olumsuz yönde etkileyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
Pazar Kaybı ve Rekabet Modeli Çalışmaları
Narbay, TGSD olarak Türkiye’nin Uzak Doğu ve Kuzey Afrika'daki rakipleriyle arasındaki farkları belirleyen bir rekabet modellemesi üzerinde çalıştıklarını ifade etti. 2024 yılı için kilogram başına 15,2 dolar fiyat yanı sıra, yükselen üretim ve finansman maliyetlerinin Asya'daki rakiplerinden yüzde 61, Kuzey Afrika'daki rakiplerinden ise yüzde 46 daha pahalı hale getirdiğini belirtti. Bunun neticesinde, Avrupa Birliği’ndeki pazar paylarının yüzde 5,6'dan 5,1'e düştüğünü kaydetti. Namabay, bu kayıpların önlenmesi için yenilikçi çözümlere acil ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Çin'in Yükselişi ve Türkiye'nin Stratejik Avantajları
Narbay, Türkiye'nin, Çin'den sonra en büyük dikey entegrasyona sahip ülke olması nedeniyle önemli fırsatlar sunabilen bir konumda olduğunu belirtti. Trump'ın Çin'e karşı alacağı politikalara bağlı olarak, Avrupa ve ABD'li alıcıların tedarik güvenliğini gözden geçirme ihtiyacı doğacak ve bu durum Türkiye'nin yararına olacaktır. Ayrıca, Bangladeş ve Vietnam gibi ülkelerin tedarik zincirlerinin büyük ölçüde Çin'e bağımlılığı, Türkiye’nin avantajlarından biri olarak öne çıkıyor. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın hazır giyim ve tekstil sektörlerini kapsamasıyla birlikte, bu düzenlemelere yönelik hazırlık yapmak Türkiye’nin pazar tercih edilebilirliğini artırabilir.
Gelir Artışı için Markalı İhracatın Önemi
Ümit Özüren, 2024 yılında sektör ihracat birim fiyatlarının kilogram başına 15,2 dolar olduğunun altını çizdi. Toptan satış yapan markaların ürün değerini artırarak pazardaki rekabetten sıyrılabileceklerini kaydeden Özüren, bu durumun markalı ihracatla mümkün olacağını ifade etti. Markalı satışların yapıldığı perakende ve e-ticaret kanallarında, ortalama birim satış değerlerinin 80-100 dolar seviyelerine çıktığını belirtti. Üreticilerin inovasyon, tasarım ve dijital dönüşüm süreçlerine daha fazla yatırım yapması gerektiğini vurgulayan Özüren, bu süreçlerin sağlanması halinde ülkenin hedeflerine ulaşabileceğini ifade etti ve TGSD'nin geleceğe yönelik hazırladığı 2040 Stratejik Planı'nın önemine dikkat çekti.
Desteklemelerin Gerekliliği ve Hükümetin Rolü
Toplantının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Toygar Narbay, sektörün rekabetçiliğinin zayıflaması nedeniyle firmaların sıkıntılı süreçler geçirdiğini ve bazı firmaların zararına üretim yaparak pazar paylarını korumaya çalıştıklarını belirtti. Hükümetin hızlı reaksiyon göstermesi gerektiğini vurgulayan Narbay, Mısır ve diğer pazarlarla ilgili gelişmelere de değindi. Mısır'ın, ABD ile olan serbest ticaret anlaşmasının Türkiye'nin önünde bir engel oluşturduğunu ve bu durumu aşmak için daha fazla destek ve stratejik planlama gerektiğini belirtti. Emek yoğun sektörlerdeki KOBİ'lere sağlanan desteklerin tüm firmalara verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.