VakıfBank’tan İhracatçı ve Lojistikçilere Stratejik Finansman Desteği
Avrupa Birliği’nin 2026’da devreye alacağı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), ihracat yapan şirketlerin rekabet koşullarını ciddi şekilde değiştirecek.
Karbon salımını aşan firmalara uygulanacak vergiler, özellikle Avrupa pazarında faaliyet gösteren Türk firmaları için maliyetleri artıracak. Bu dönüşüm sürecinde güçlü bir adım atan VakıfBank, karbon emisyonunu azaltmayı hedefleyen ticari araç yatırımlarına özel yeni bir finansman paketiyle sektöre önemli bir destek sunuyor.
Yeşil Dönüşüm İçin Hedef: Temiz Araçlarla Sürdürülebilir İhracat
VakıfBank tarafından sunulan yeni kredi paketi, elektrikli, hibrit ve Euro 6 dizel standartlarındaki çekici, tır ve kamyon alımlarını kapsıyor. Söz konusu paket, sadece bir finansman çözümü değil; Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısında çevresel bir kalkan olma niteliği taşıyor.
Filolarını çevreci araçlarla yenilemek isteyen ihracatçılar ve lojistik firmaları, bu sayede karbon ayak izini azaltırken sınırda ek vergi riskini de en aza indirmiş olacak.
AB’ye Uyumda Avantaj Sağlayan Finansal Model
Yeni finansman modeli, sıfır araç alımlarında 24 ila 36 ay arasında vade seçenekleri sunuyor.
Fatura bedelinin tamamına kadar kredi sağlanabilmesi, özellikle nakit akışı sınırlı olan KOBİ’ler için ciddi bir fırsat yaratıyor. Hem tek araç hem de filo yatırımlarında geçerli olan bu sistem, sürdürülebilir taşımacılığın hızla yaygınlaşmasına katkı sunacak.

VakıfBank’tan Geleceğe Stratejik Yatırım
VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, hayata geçirilen bu yeni finansman paketine ilişkin yaptığı açıklamada, çevreci dönüşümün artık bir tercih değil, zorunluluk olduğuna dikkat çekti.
Üstünsalih, yalnızca ihracatçıları değil, taşımacılık hizmeti veren tüm lojistik firmaları etkileyen CBAM sürecine karşı hazırlıklı olunması gerektiğini vurgularken, çevre dostu yatırımların aynı zamanda ekonomik rekabet gücünü de artırdığını belirtti.
Türkiye’nin Karbon Yükünü Hafifletmek İçin Bankacılıktan Fazlası
Bu yeni finansman paketi, sadece karbon salınımını düşürmeyi amaçlamıyor; aynı zamanda şehir havasının temizlenmesine, yakıt tasarrufu sağlayan modern araçların yaygınlaşmasına ve Türkiye’nin yeşil mutabakat sürecinde daha güçlü pozisyon almasına katkı sunuyor.
Sıfır emisyon hedefiyle sunulan bu destek, ekonomik kalkınmayla çevresel sorumluluğu buluşturuyor.
Yeşil Ekonomiye Uyumda Dijital Destekler de Devrede
VakıfBank, finansal desteklerin ötesinde dijital çözümleriyle de ihracatçıları yalnız bırakmıyor.
VaNa, Vinov ve V-Part gibi sistemler, nakit akışını düzenleme ve harcama kontrolünü kolaylaştırma gibi avantajlar sağlarken, dijitalleşme ile yeşil dönüşümün eş zamanlı gelişmesini teşvik ediyor. Banka, böylece yalnızca ekonomik değil, teknolojik anlamda da rekabetçi bir altyapının kurulmasına destek veriyor.
karbon Vergisiz Bir Gelecek İçin Zaman Daralıyor
2026’dan itibaren Avrupa Birliği, belirlenen emisyon standartlarının üzerine çıkan firmalara karbon vergisi uygulayacak. Bu, özellikle AB’ye yoğun ihracat yapan Türk firmaları için önemli bir maliyet unsuru haline gelecek.
Lojistik hizmet sağlayıcıları da bu düzenlemelerden doğrudan etkilenecek. Bu nedenle şimdiden çevreci araç yatırımı yapmak, rekabetin devamlılığı açısından kritik bir önlem olarak değerlendiriliyor.
Sürdürülebilirlik kavramı artık yalnızca çevresel bir hassasiyet değil; finansmana erişim, pazara giriş ve maliyet avantajı gibi alanlarda belirleyici bir unsur haline geldi.
VakıfBank’ın sunduğu bu kredi paketi, firmaları yeni dünya düzenine hazırlarken, karbon ayak izini azaltan projelere finansal ayrıcalık tanıyor.
Ekonomik Büyüme ile Sürdürülebilirlik Arasında Denge
VakıfBank’ın yeşil araç kredisi, sadece ihracatçıları değil; onlara hizmet sunan lojistik ve taşımacılık ekosisteminin tamamını kapsıyor.
Bu yaklaşım, ekonomik büyümeyle çevresel sorumluluğun birlikte ilerleyebileceğini somut şekilde ortaya koyuyor. Sektörel dönüşüm sürecinde bu tür kredilerin yaygınlaşması, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında belirleyici rol oynayacak.