Türkiye’nin mutfak sektöründe taşlar yerinden oynuyor. Endüstriyel mutfak ekipmanları, çamaşırhane sistemleri, servis ve ikram ürünlerinde faaliyet gösteren firmalar, 2025’e yatırım rüzgarıyla giriyor. TUSİD (Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği) Başkanı Bekir Kopuz, yapılan açıklamada, bu yıl sektördeki yatırımların 4 milyar TL’yi aştığını duyurdu.
Bu gelişme, yalnızca finansal bir başarı olarak değil, aynı zamanda Türkiye’nin global pazarda daha büyük bir oyuncu olacağının da habercisi. Özellikle endüstriyel mutfak üretimi yapan firmaların artan talepler karşısında kapasite artırma yönünde adım atması, pazardaki rekabeti de üst seviyeye taşıyor. “Yeme-içme sektörü bitmez,” diyerek sektörün gücüne dikkat çeken Kopuz, bu yatırımların sadece bugünü değil, yarının altyapısını da şekillendirdiğini vurguluyor.
iç pazarın büyüme hızı beklentileri aştı
Küresel ekonomide yaşanan belirsizliklere rağmen Türk mutfak sanayisi, bu dönemde iç pazarda da dikkat çekici bir ivme yakaladı. Döviz bazında yüzde 25’lik bir büyüme öngörüsü, sadece ihracatla sınırlı olmayan bir gelişme stratejisinin uygulandığını ortaya koyuyor. Turizm sektöründeki canlanma ile birlikte otellerin renovasyon projelerine yönelmesi, endüstriyel ekipmanlara olan talebi artırdı. Bu durum, üretici firmaların yeni yatırım kararlarında belirleyici rol oynadı.
Özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde faaliyet gösteren otel zincirleri, artan turist beklentilerine karşılık verebilmek için mutfaklarını modernize etmeye yönelirken, sektöre yön veren markalar bu talebi fırsata çevirdi. Yeni nesil pişirme sistemlerinden, akıllı servis ekipmanlarına kadar birçok ürün gamında yenilikçi çözümler öne çıktı.
ev tipi ürünlerde düşüş, profesyonel alanda sıçrama
TUSİD Başkanı Bekir Kopuz’un değerlendirmelerine göre, bu yıl ev tipi mutfak gereçleri segmentinde bir daralma söz konusu. Ancak bu daralma, endüstriyel alanlardaki yükselişle fazlasıyla dengelenmiş durumda. Özellikle yeni nesil restoran zincirleri, kurumsal catering şirketleri ve toplu tüketim merkezleri, hijyenik, dayanıklı ve enerji verimliliği yüksek ürünlere yöneliyor. Bu da Ar-Ge yatırımlarının artmasını beraberinde getiriyor.
Sektörde faaliyet gösteren yaklaşık 10 firmanın bu yıl yeni yatırımlara yönelmesi, sadece finansal büyümeyi değil, aynı zamanda teknolojik dönüşümü de hızlandırdı. Bu yatırımlar sayesinde Türkiye’nin mutfak endüstrisi, artık yalnızca ürün ihraç eden değil, teknoloji ve tasarım ihraç eden bir noktaya doğru ilerliyor.
ihracat hedefi: 5,6 milyar dolar
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi 2025 için de ihracat hedefi 5,6 milyar dolar olarak belirlendi. Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarlarına yapılan sevkiyatların artması, Türk markalarının dış pazardaki güvenilirliğini artırdı. Kalite, fiyat avantajı ve hızlı teslimat kabiliyeti, yerli firmaların rekabette elini güçlendiriyor.
Kopuz’un ifadesiyle, çay kazanından buzdolabına kadar her ürün, bir ihtiyaç zincirinin parçası. Bu zincir kırılmadan büyümeye devam edecek. “İnsanlar ihtiyaçlarını erteleyebilir ama yeme-içme hiçbir zaman ertelenmez” vurgusu, sektörün sürdürülebilirliğini gözler önüne seriyor.
