Dünyanın en prestijli iş dünyası platformlarından TIME dergisi ve araştırma şirketi Statista tarafından hazırlanan "Dünyanın En İyi Şirketleri 2025" listesi açıklandı. Bu yılki listeye adını altın harflerle yazdıran Turkcell, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde de sektör liderleri arasındaki yerini sağlamlaştırdı.
Yapılan araştırma 50 ülkede 200 bin kişiyle yapılan kapsamlı görüşmeler sonucu hazırlandı. Listeye girebilmek için çalışan memnuniyeti, gelir artışı ve ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) kriterlerinden yüksek puanlar alınması gerekiyordu. Bu çetin eleme sürecinde öne çıkan Turkcell, yalnızca listeye girmekle kalmadı; Türkiye’de ilk 3’e, dünya genelinde ise ilk 5 telekom şirketi arasına adını yazdırarak büyük bir başarıya imza attı.
turkcell'in başarısının arkasında ne var?
Turkcell’in bu uluslararası başarıya ulaşmasında en büyük etken, şirketin yıllardır sürdürdüğü insan odaklı yönetim anlayışı oldu. Her kararını "önce insan" yaklaşımıyla şekillendiren şirket, çalışanlarının sadece iş hayatında değil, özel yaşamlarında da kendilerini iyi hissetmesini hedefliyor.
Genel Müdür Ali Taha Koç, bu yaklaşımı şöyle ifade etti:
"Çalışanlarımızı sadece profesyonel gelişimleriyle değil, yaşam kaliteleriyle birlikte değerlendiriyoruz. İnsan odaklı, kapsayıcı ve yenilikçi bir anlayışla hareket ediyoruz. Bu vizyonun TIME ve Statista gibi prestijli kuruluşlarca takdir edilmesi bizi gururlandırıyor."
Koç, aynı zamanda bu başarıyı sadece bugünün değil, uzun yıllardır sürdürülen kararlı adımların sonucu olarak değerlendiriyor. Kurum içi gelişim programları, dijitalleşmeye verilen önem, çevresel duyarlılık ve toplumsal katkı odaklı projeler Turkcell’in stratejik büyüme haritasını oluşturuyor.
telekomda liderlik sadece teknolojiyle değil, insanla da mümkün
Bugün birçok şirket teknolojiye yatırım yaparak öne çıkmaya çalışırken, Turkcell dengeli bir yaklaşım benimseyerek hem teknolojik gelişmeleri hem de insan faktörünü merkeze almayı başardı. Bu sayede şirket, sadece ürün ve hizmetleriyle değil, kurum kültürüyle de global çapta örnek gösteriliyor.
Bu başarı Turkcell’in ilk küresel tanınması değil. Geçtiğimiz yıl Forbes’un hazırladığı "Dünyanın En İyi İşverenleri" listesinde de kendine yer bulan şirket, insan kaynakları politikalarında sürdürülebilir başarı yakaladığını kanıtladı.
Ali Taha Koç’un da vurguladığı gibi:
"Hedefimiz, yalnızca hissedarlarımıza değil, müşterilerimize ve ülkemize karşı da sorumluluğumuzu yerine getirerek Turkcell markasını geleceğe taşımaktır."
türk şirketlerinin küresel sahnedeki yükselişi devam ediyor
Turkcell’in TIME listesinde bu denli üst sıralarda yer alması, Türkiye’nin küresel pazarda artan etkisinin de önemli bir göstergesi. Artık yalnızca ürün ve hizmet kalitesi değil, çalışan mutluluğu ve çevresel duyarlılık gibi kriterler de markaların değerini belirliyor.
Turkcell’in bu listeye girerek sağladığı itibar, hem sektörel algıyı güçlendirdi hem de diğer yerli şirketler için yol gösterici bir örnek oldu. Türkiye’den bir markanın, dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alması; motivasyon, güven ve vizyon açısından büyük önem taşıyor.
Bu başarı sadece Turkcell’in değil, Türkiye iş dünyasının kolektif başarısı olarak da değerlendirilmeli. Çünkü bu listeye giren her şirket, ülkesini temsil ediyor.
