Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin uluslararası enerji vizyonunu güçlendirmek amacıyla Çin'de kritik temaslarda bulundu. Yenilenebilir enerji, nükleer enerji yatırımları ve enerji teknolojilerialanında atılacak adımlar, iki ülke arasında stratejik ortaklık sürecini yeni bir boyuta taşıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Şanghay İş Birliği Örgütü’nün 25. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi için gerçekleştirdiği Çin ziyaretine eşlik eden Bayraktar, Pekin ve Tianjin kentlerinde Çin’in enerji devleriyle bir araya geldi. Bu temaslarda sadece diplomatik mesajlar verilmedi; aynı zamanda geleceğe yönelik somut yatırım projeleri masaya yatırıldı.
Enerji yatırımlarında yeni ortak: Çin’in dev firmaları
Bakan Bayraktar’ın üç günlük ziyareti süresince Çin'in en büyük enerji şirketleriyle yapılan görüşmeler, sadece sembolik değil, doğrudan yatırım odaklı temaslar oldu. Energy China, Wison, Honghua, Dongfang, Shanghai Electric ve State Grid gibi enerji devleriyle gerçekleştirilen görüşmelerde, Türkiye'deki yenilenebilir enerji üretimi, elektrik iletim altyapısı, ekipman üretimi ve nükleer teknoloji geliştirme gibi başlıklar öne çıktı.
Özellikle Wison şirketiyle Türkiye için ikinci yüzer LNG üretim platformu üretimi konusunda sürdürülen iş birliği genişletilmek istenirken, Honghua ile petrol sahalarında kullanılacak ekipmanların ortak üretimi masaya yatırıldı. Dongfang ve Energy China ise Türkiye'nin güneş ve rüzgar enerjisi alanında planladığı büyük ölçekli yatırımlarda doğrudan rol alabilecek firmalar olarak dikkat çekiyor.
Devlet destekli enerji dönüşüm projeleri gündemde
Bakan Bayraktar, Çin Ulusal Enerji İdaresi Başkanı Wang Hongzhi ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, geçen yıl imzalanan Enerji Dönüşümü Alanında İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı kapsamında somut adımlar atmak istediklerini vurguladı. Bayraktar, “Özellikle nükleer ve yenilenebilir enerji alanında önemli iş birliği fırsatlarımız olduğunu düşünüyoruz. Bu projelerin başarıyla hayata geçmesi için hükümetler arası anlaşmaların stratejik önemi büyük,” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamalar, Türkiye’nin sadece enerji ithalatçısı bir ülke değil, aynı zamanda enerji teknolojilerini geliştiren, dönüştüren ve ihraç eden bir merkez haline gelme hedefinin altını çiziyor.
Enerjide merkez ülke vizyonu güçleniyor
Türkiye’nin 2023 sonrası enerji stratejisinde, enerjide merkez ülke olma hedefi her geçen gün daha net adımlarla şekilleniyor. Özellikle Avrupa ve Asya pazarları arasında köprü görevi gören Türkiye, enerji üretimi ve iletimi alanında sadece bölgesel değil, küresel aktörlerle stratejik ortaklıklar geliştirerek bu hedefe yaklaşıyor.
Çin’in yüksek teknolojiye sahip firmalarıyla kurulacak iş birlikleri, sadece üretim ve yatırım alanında değil, aynı zamanda know-how transferi, yerli ekipman üretimi ve enerji depolama sistemleri gibi yenilikçi alanlarda da Türkiye’ye büyük katkı sağlayabilir.
Çin-Türkiye iş birliği küresel enerji denkleminde ne anlama geliyor?
Bu iş birlikleri sadece iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerle sınırlı değil; aynı zamanda küresel enerji politikalarında yeni bir denge yaratma potansiyeli taşıyor. Çin’in altyapı ve üretim gücü ile Türkiye’nin jeopolitik konumu birleştiğinde, enerji arz güvenliği, temiz enerji dönüşümü ve enerji çeşitliliği açısından hem bölgesel hem de küresel düzeyde yeni fırsatların ortaya çıkması kaçınılmaz.
Bu yönüyle Çin-Türkiye enerji ortaklığı, klasik ithalat-ihracat ilişkilerinin ötesine geçerek, enerji teknolojilerinin ortak geliştirilmesi ve hatta üçüncü ülkelere yönelik ortak enerji projeleri hayata geçirilmesi gibi çok boyutlu bir stratejiyi içeriyor.