Yeni Birlik Gazetesi
50,2034 %0.01
57,3067 %0.22
28,2710 %0.18
3.668.461 %0.548
Yeni Birlik Gazetesi Ekonomi Türkiye züccaciye sektöründe dev sıçrama peşinde: Hedef 2035'te dünya üçüncülüğü

Türkiye züccaciye sektöründe dev sıçrama peşinde: Hedef 2035'te dünya üçüncülüğü

Dünyadaki en büyük ihracatçılar arasında yer alan Türk ev ve mutfak eşyaları sektörü, gelecekten umutlu. Özellikle çevre ülkelerle kurulan iyi siyasi ilişkilerin önümüzdeki dönemde ticarete de yansıması bekleniyor.

MUHABİR: Eylül Baysal

Türkiye züccaciye sektörü, 2035 yılı için hazırladığı yol haritasıyla küresel rekabette yeni bir sayfa açıyor. Özellikle ev ve mutfak eşyaları ihracatında dünyada ilk üç arasına girme hedefi, sektörün kararlılığını ortaya koyuyor. Mevcut durumda dünya sıralamasında 6. ve 7. pozisyonlar arasında yer alan sektör, artık sadece üretmek değil, aynı zamanda inovasyon ve markalaşmayla dönüşmek istiyor.

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Önder, bu vizyonun yalnızca sektör için değil, aynı zamanda Türkiye’nin dış ticaret hamlesi için de kritik olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin 64 ülkeye sadece dört saatlik uçuş mesafesinde olmasının büyük bir avantaj sunduğunu vurgulayan Önder, coğrafi konumun Türkiye’yi bir lojistik üssü haline getirme potansiyeline sahip olduğunu ifade ediyor.

küreselleşme yerini lokalleşmeye bırakıyor: türkiye yakın pazarlarda güç kazanıyor

Son yıllarda dünyada giderek daha fazla hissedilen lokalleşme eğilimi, Türkiye’nin züccaciye sektörüne yeni fırsatlar sunuyor. Artık uzak coğrafyalar yerine yakın ülkelerle ticari derinleşme daha stratejik görülüyor. Bu noktada Avrupa Birliği, Orta Doğu ve Afrika ülkeleri, Türk üreticilerin odaklandığı öncelikli pazarlar arasında yer alıyor.

Önder’e göre Avrupa pazarı, ithalat eğilimlerini azaltırken dahi Türkiye’nin ihracatını artırabilmesi sektörün rekabet gücünü gözler önüne seriyor. Özellikle Afrika kıtasında Dışişleri Bakanlığı’nın aktif çalışmaları sayesinde Türkiye’nin ticari etkisi artarken, Orta Doğu’da Çin ve Hindistan gibi devlerle mücadele edebilmek için sektörel stratejilerin titizlikle yürütülmesi gerektiği ifade ediliyor.

2035 için stratejik yol haritası: sadece ihracat değil, dönüşüm hedefi

ZÜCDER’in liderliğinde hazırlanan 2035 vizyonu, sadece bir ihracat hedefi değil, aynı zamanda kapsamlı bir dönüşüm planı. Önder, bu sürecin tüm aktörlerin koordinasyonuyla yürütülmesi gerektiğine dikkat çekiyor: “Türkiye’de birçok sivil toplum örgütü ve ihracatçı birliği kendi yolunda ilerliyor. Biz ortak stratejiyle ilerleme modelini benimsiyoruz.”

Yeni yol haritasında inovasyon eksikliği önemli bir gelişim alanı olarak ele alınıyor. Sektörün dijital dönüşümakıllı üretim teknolojileri ve markalaşma konularında ciddi adımlar atması planlanıyor. Bu sayede Türk markaları, yalnızca fason üretici olarak değil, dünya genelinde bilinen ve tercih edilen markalar haline gelebilecek.

siyasi istikrar ve dış ilişkiler sektörün yolunu açıyor

Züccaciye sektörünün büyüme hedeflerinde sadece üretim ve pazarlama değil, siyasi ilişkiler de büyük rol oynuyor. Türkiye’nin son dönemde çevre ülkelerle geliştirdiği olumlu ilişkiler, ihracatın önündeki engelleri kaldırıyor. Özellikle Avrupa Birliği, Suudi Arabistan, Mısır ve Afrika ülkeleriyle kurulan yeni diplomatik zemin, ticareti destekleyen bir yapı oluşturuyor.

Burak Önder, bu süreci şu şekilde özetliyor: “Siyaset her zaman ticareti etkiler. Bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu diplomatik iklim, bize önemli bir fırsat sunuyor. Ancak bu fırsat, sadece bir potansiyel. Gerçeğe dönüşmesi için kamu, STK’lar ve özel sektör birlikte hareket etmeli.”

dijitalleşme ve markalaşma geleceğin anahtarı olacak

2035 vizyonunun belki de en çarpıcı yönlerinden biri, sektörel dijitalleşmeye verilen önem. Geleneksel üretimden modern sanayiye geçişin kritik olduğu bu süreçte, firmaların hem üretim altyapılarını hem de pazarlama stratejileriniyeniden şekillendirmesi bekleniyor. Türkiye'nin ihracat yolculuğunda artık sadece ucuz iş gücü değil, yüksek katma değerli, tasarımı güçlü ürünler ön planda olacak.

ZÜCDER’in öncülüğünde geliştirilen bu stratejik vizyon, sadece 2035’i hedeflemiyor; aynı zamanda Türkiye’nin küresel züccaciye arenasında kalıcı bir oyuncu olması için sağlam bir temel sunuyor.