TUSAŞ, Airbus A320 ve A350F İçin Kritik Parçaların Üretim Üssü Oldu
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ), Türkiye’nin sanayi gücünü küresel sahneye bir kez daha taşıyan önemli bir anlaşmaya imza attı. Dünyanın en prestijli havacılık fuarlarından biri olan Paris Air Show’da TUSAŞ ile Avrupa’nın havacılık devi Airbus arasında iki önemli üretim anlaşması yapıldı.
TUSAŞ, bu anlaşma kapsamında sivil havacılığın en çok tercih edilen modeli olan Airbus A320 uçağı için RUDDER(dikey kuyruk dümeni) parçasını üretecek. Kahramankazan’daki ileri teknolojiye sahip üretim tesisinde gerçekleştirilecek bu üretimle birlikte TUSAŞ, bu parçanın üretiminde dünya çapında kritik bir merkez konumuna geldi.
A350F Kargo Uçağının Tüm Metal Parçaları Artık TUSAŞ İmzasıyla
Airbus ile yapılan ikinci stratejik iş birliği kapsamında ise, A350F tipi yeni nesil kargo uçağının metal yapısal parçalarının tamamı TUSAŞ tarafından üretilecek. Bu gelişmeyle birlikte Türkiye, Airbus A350F üretim zincirinde tek kaynak ülke haline geldi.
Bu tarihi adım sayesinde TUSAŞ, A350F’nin global üretimindeki en önemli oyuncu konumuna yerleşerek Türk mühendisliğinin dünya havacılık sanayisinde ne kadar güçlü bir yer edindiğini bir kez daha ortaya koydu.
Türkiye, Havacılıkta Güvenilir Küresel Tedarikçi Olmaya Devam Ediyor
TUSAŞ, Airbus’ın A220, A320, A330 ve A350 yolcu uçakları için flaplardan gövde panellerine, kompozit malzemelerden iniş takımı sistemlerine kadar birçok hayati bileşenin üretimini başarıyla yürütüyor.
Yerli üretim gücü ve ileri mühendislik kapasitesiyle dikkat çeken TUSAŞ, aynı zamanda çevre dostu, hafif ve yüksek dayanıklılığa sahip kompozit malzeme üretiminde sağladığı üstün başarıyla havacılığın geleceğini şekillendiren aktörler arasında yer alıyor.
Stratejik İş Birliği Türkiye'nin Küresel Vizyonunu Güçlendiriyor
Cumhurbaşkanlığı himayesinde savunma sanayiinde atılan yerli ve milli adımlar, TUSAŞ gibi kurumlar sayesinde dünya çapında meyvelerini vermeye devam ediyor. Türkiye'nin yüksek teknolojili üretim kabiliyeti, yalnızca savunma sanayii değil, sivil havacılıkta da küresel bir liderliğe doğru kararlı adımlarla ilerlediğini kanıtlıyor.