Yeni Birlik Gazetesi
49,5729 %-0.06
56,7693 %-0.04
28,2500 %0.46
3.816.103 %-2.387
Yeni Birlik Gazetesi Ekonomi Vergi artışı yok, gelir artışı var: Ekonomi yönetiminden yeni strateji

Vergi artışı yok, gelir artışı var: Ekonomi yönetiminden yeni strateji

Cevdet Yılmaz, vergi oranlarını artırmadan kayıt dışılığı azaltarak kamu gelirlerini artıracaklarını açıkladı.

MUHABİR: Gökhan Erek

Türkiye’nin ekonomik rotasını çizen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, vergi artışı yapılmadan kamu gelirlerinin artırılması hedefiyle yeni bir yol haritasının devreye alınacağını açıkladı. Yüksek enflasyon ve kırılgan ekonomik dengelere rağmen, vergi oranlarında değişiklik yapılmayacağı yönündeki bu açıklama, piyasalarda temkinli iyimserlikle karşılandı. Ancak alınacak önlemler yalnızca bununla sınırlı değil.

Vergi yükünü artırmadan gelir elde etmenin yollarını arayan hükümet, kayıt dışı ekonomiyle mücadelevergi tabanının genişletilmesi ve tahsilat etkinliğinin artırılması gibi yapısal reformlarla kaynaklarını çeşitlendirmeyi planlıyor. Yılmaz’ın bu konuda çizdiği çerçeve, özellikle küçük esnafı korurken yüksek cirolu işletmelerin sisteme daha net biçimde dahil edilmesini öngörüyor.

kayıt dışı ekonomiyle topyekûn mücadele sinyali

Yılmaz’ın açıklamalarındaki en dikkat çekici unsur, kayıt dışılıkla mücadelede yeni ve etkili adımlar atılacağı vurgusu oldu. Kayıt dışı gelirlerin önüne geçilmesi için vergi tabanının genişletileceğini söyleyen Yılmaz, “Daha geniş bir tabandan vergi toplayarak adaleti sağlayacağız” diyerek vergi sisteminde bir nevi sosyal adalet dönüşümünün sinyalini verdi. Bu yaklaşım, gelir dağılımındaki eşitsizliğe karşı da önemli bir hamle olarak değerlendiriliyor.

Vergiden muaf tutulan, ancak 480 bin TL’nin altında gelir beyan eden yüksek cirolu mükellefler artık gerçek usulde vergilendirilecek. Küçük esnafı kapsam dışında tutan bu düzenleme, sistemin daha adil ve sürdürülebilir hale getirilmesi adına kritik bir dönüm noktası olacak.

büyüme hedefiyle uyumlu verimlilik odaklı ekonomi modeli

Orta Vadeli Program’ın (OVP) sunduğu yeni ekonomik perspektifin temelinde verimlilik esaslı büyüme bulunuyor. 2025 yılı için öngörülen yüzde 3,3’lük büyümenin yaklaşık 2 puanının faktör verimliliğinden sağlanacağı belirtilirken, bu hedefin gerçekleştirilmesi adına enerji yatırımlarıdijitalleşme, ve katma değerli üretim öncelikli adımlar arasında yer alıyor.

Cevdet Yılmaz’ın açıklamalarına göre, bu modelin temel amacı enflasyonu düşürmekle eş zamanlı olarak istikrarlı büyümeyi sürdürmek. 2028 yılı için hedeflenen yüzde 5’lik büyüme oranı ve yüzde 8’lik enflasyon beklentisi, Türkiye ekonomisinin orta vadeli denge arayışını özetliyor.

sosyal konut hamlesiyle kira artışlarına karşı arz çözümü

Artan kira fiyatlarına yönelik çözümün arz yönlü politikalarla geleceğini belirten Yılmaz, 100 milyar TL’lik dev sosyal konut projesini kamuoyuyla paylaştı. Özellikle büyük şehirlerde kira baskısını azaltmak amacıyla hayata geçirilecek bu hamle, yalnızca konut ihtiyacına değil, aynı zamanda inşaat sektöründeki büyümenin sürdürülebilirliğine de katkı sağlayacak.

TOKİ ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın birlikte yürüteceği projede, ek gelir kaynaklarının oluşturulmasıyla birlikte daha fazla sosyal konut üretimi hedefleniyor. Bu projeyle birlikte kentsel dönüşüm süreçlerine de yeni bir ivme kazandırılması bekleniyor.

hizmet enflasyonu, dezenflasyon sürecini yavaşlatıyor

Dezenflasyon sürecinin beklenenden uzun sürmesinin temel nedenini hizmet kalemlerindeki fiyat artışları olarak açıklayan Yılmaz, kira ve eğitim gibi kalemlerde geçmişte yapılmayan artışların birikimli etkisine dikkat çekti. Bu noktada, beklentilerdeki iyileşmenin de arzu edilen hızda gerçekleşmemesi, ekonomik toparlanma sürecinin yavaşlamasında belirleyici faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.

Yılmaz, bu alanda iletişim çalışmalarının artırılacağını, kamuoyundaki algı bozulmalarına karşı etkin mücadele yürütüleceğini belirterek, “Fiyatlama davranışında sisli hava dağıldıkça denge yeniden sağlanacak” dedi.

kurumsal güven yeniden inşa edilecek

Özellikle bağımsız enflasyon hesaplamalarıyla gündeme gelen ENAG’a yönelik eleştiriler de dikkat çekici. Yılmaz, kurumun şeffaflık eksikliğine vurgu yaparken, fiyat algılarını olumsuz etkilediğini dile getirdi. Ancak burada “yasaklayıcı değil, farkındalık oluşturucu” bir yaklaşımın benimseneceğini söylemesi, hükümetin kurumsal kredibiliteye verdiği önemi de ortaya koyuyor.

Bu çerçevede, devlet kurumlarının kendini daha iyi ifade etmesi ve vatandaşla iletişimini güçlendirmesi önümüzdeki dönemin önemli başlıkları arasında yer alacak.

mali disiplin enflasyonla mücadelede kilit rol oynayacak

Yüksek enflasyonla mücadele sürerken, bütçe dengesi ve mali disiplin konusundaki hassasiyet korunuyor. Enflasyon düştükçe, dolaylı vergi gelirlerinin de azalacağını belirten Yılmaz, bu durumun özellikle deprem sonrası artan harcamalar karşısında bütçe baskısını artırdığını söyledi. Ancak hükümetin aldığı tedbirlerle bu baskının kontrol altında tutulduğu da vurgulandı.

Türkiye’nin faiz dışı açık vermeden yoluna devam edeceğini belirten Yılmaz, mali disiplinin sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal politikaların sürdürülebilirliği açısından da hayati olduğunu belirtti.