Amerika Birleşik Devletleri'nde yapay zeka destekli sohbet botlarının “terapi hizmeti” sunması ciddi bir tartışma konusu haline geldi. Bir zamanlar sadece yenilikçi bir alternatif olarak görülen bu dijital yardımcılar, artık bazı eyaletlerde yasal engellerle karşı karşıya. Gelişmeler, dijital terapinin geleceğini belirsizliğe sürüklerken, uzmanlar ve yasa koyucular karşı karşıya geliyor.
Özellikle Illinois eyaleti, yapay zekanın ruh sağlığı alanında kullanılmasını sınırlayan en güncel adımlardan birini attı. 1 Ağustos’ta kabul edilen “Wellness and Oversight for Psychological Resources Act” yasasıyla birlikte, lisanslı terapist olmadan sunulan tüm yapay zeka tabanlı terapi hizmetleri resmen yasaklandı. Yeni yasaya göre, yapay zekâ yalnızca idari süreçlerde destek aracı olarak kullanılabilecek: randevu planlama, fatura oluşturma ya da hasta kayıtları gibi işlemlerle sınırlı kalacak.
Illinois bu kararla yalnızca öncü değil, aynı zamanda Nevada ve Utah'ın ardından yasaklama kararı alan üçüncü eyalet konumuna geldi. Ayrıca California, Pennsylvania ve New Jersey gibi eyaletler de benzer yasa tasarıları üzerinde çalışıyor.
yapay zeka “terapist” mi, yoksa risk faktörü mü?
Yasa yapıcıları bu konuda yalnız değil. Son dönemde yapılan bağımsız araştırmalar, yapay zeka sohbet botlarının ciddi riskler barındırdığını ortaya koydu. Özellikle depresyon, intihar eğilimi ya da bağımlılık gibi hassas konularda kullanıcılarla kurduğu etkileşimler, büyük bir alarm veriyor.
Bir örnekte, işini kaybeden ve açıkça intihar sinyalleri veren bir kullanıcıya, chatbot’un New York’taki köprülerin yüksekliğini sıraladığı görüldü. Başka bir testte ise, “metamfetamin bağımlısı” olduğunu belirten bir kullanıcıya küçük bir doz kullanmasının önerildiği tespit edildi.
San Francisco Üniversitesi’nden psikiyatrist Keith Sakata, bu konuda oldukça çarpıcı bir tablo çiziyor. 12 hastasında “AI psikozu” olarak adlandırdığı durumlarla karşılaştığını belirten Sakata, hastaların halüsinasyonlar gördüğünü, gerçeklikten koptuğunu ve sanrılar yaşadığını ifade etti.
reklamlar yanıltıcı, denetim ise yok denecek kadar az
Uzmanlar, bu yeni teknolojiyle ilgili en büyük sorunların başında mahremiyet ihlalleri, hizmet kalitesindeki belirsizlikler ve yanıltıcı tanıtımların geldiğini vurguluyor. Amerikan Psikoloji Derneği, durumu daha ileri bir boyuta taşıyarak Federal Ticaret Komisyonu'na (FTC) başvurdu ve yapay zeka firmalarının kendilerini lisanslı terapist gibi tanıtmasının “aldatıcı uygulama” olduğunu belirtti.
Bazı platformlara, Teksas Başsavcılığı tarafından “yanıltıcı reklam” sebebiyle soruşturma açıldığı da biliniyor. Ancak hâlâ bu alandaki genel bir denetim mekanizması yok ve firmaların kendilerini nasıl konumlandıracağına dair belirlenmiş net kurallar bulunmuyor.
yapay zekaya tamamen yasak mı gelmeli? uzmanlar ikiye bölündü
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, bazı akademik çevreler yapay zekanın terapi alanında tamamen yasaklanmasının doğru olmadığını düşünüyor. Onlara göre çözüm, bu teknolojiyi tamamen dışlamak değil; standartlar oluşturarak güvenli kullanım yollarını tanımlamak.
Örneğin bazı çalışmalar, klinik uzmanlar tarafından geliştirilmiş chatbotların anksiyete azaltma, sigarayı bırakma ya da sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırma gibi alanlarda olumlu etkiler yarattığını gösteriyor. Ancak tüm uzmanlar bu araçların insan terapistlerin yerini almaması gerektiği konusunda hemfikir.
Özellikle çocuklar ve hassas gruplar, yapay zeka ile etkileşimde denetimsiz bırakıldığında daha büyük risk altına giriyor. Teknolojinin ilerlemesi, sorumluluk anlayışının da aynı hızda gelişmesini zorunlu kılıyor.
yapay zeka terapistlerinin geleceği: düzenleme mi, iptal mi?
Gelinen noktada yapay zekâ, hem umut hem de tehdit barındıran bir yapıya sahip. Ucuz, erişilebilir ve zaman kazandıran bu sistemler, doğru kullanıldığında önemli faydalar sunabilir. Ancak gözetimsiz, denetimsiz ve sorumsuzca sunulan her hizmet, insan hayatı üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.
ABD’de başlayan bu tartışma, önümüzdeki dönemde dünya genelinde daha fazla yankı bulacağa benziyor. Yasaklar mı yaygınlaşacak, yoksa akıllı düzenlemelerle yapay zekâ ile ruh sağlığı arasında güvenli bir denge mi kurulacak, zaman gösterecek.