6 Ağustos 1945: İnsanlığın Tanık Olduğu o Karanlık Sabah
1945 yılının bir yaz sabahı, saat tam 08.15’te, Japonya'nın Hiroşima kenti, tarihin ilk atom bombası saldırısıyla yerle bir oldu. ABD tarafından atılan ve "Little Boy" adı verilen uranyum bazlı atom bombası, sadece saniyeler içinde yaklaşık 160 bin insanın hayatını kaybetmesine, on binlercesinin de radyasyonun acımasız etkileriyle yüzleşmesine neden oldu. Şehrin üçte ikisi yok oldu, insanlar canlı canlı yandı, sokaklar bir anda cehenneme döndü.
Patlama anında 4.5 kilometrelik bir alanda sıcaklık 4 bin santigrat dereceyi aştı. Hayatta kalanlar bedenleri yanan, kıyafetleri yok olan insanları elleriyle tutarak yürürken gördü. Bu insanlar, Japon halkının dilinde "hibakuşa" olarak anıldı: Atom bombasına maruz kalıp sağ kalanlar.
Hiroşima’da 80. Yıl Anması: Geçmişin Acısı, Geleceğin Umudu
Bugün, Hiroşima Barış Anıtı Parkı’nda düzenlenen anma töreniyle birlikte, insanlık tarihinin bu kara lekesi bir kez daha hatırlandı. Törene yaklaşık 55 bin kişi, aralarında 200 ülkenin temsilcileri, siyasiler ve mağdur aileler katıldı. 349 bin 246 kişinin adı barış anıtına asıldı. Bu listede, yalnızca ölenler değil, geçtiğimiz yıl içinde vefat eden dönemin tanıkları da yer aldı.
Hiroşima Belediye Başkanı Kazumi Matsui, törende okuduğu Barış Deklarasyonu ile barışın korunmasının ve nükleer silahsızlanmanın insanlığın ortak görevi olduğunu vurguladı. ABD ve Rusya'nın dünya üzerindeki nükleer başlıkların %90’ına sahip olduğuna dikkat çeken Matsui, “Barışa giden yol diyalogdan geçer. Nükleer silahlar hiçbir ulusa güvenlik sağlamaz,” diyerek tüm ülkelere çağrıda bulundu.
Nükleer Silahsızlanma Çağrısı
Matsui’nin mesajı özellikle gençlere yönelikti. Geleceğin liderleri olacak genç kuşakların, nükleer silahların insanlık dışı sonuçlarını anlayarak daha bilinçli hareket etmeleri gerektiğini ifade etti. “Askeri harcamalarla değil, empati ve anlayışla barış inşa edilir” diyen Matsui, bu vizyonun Hiroşima'nın ruhunu yaşatmak için temel olduğuna dikkat çekti.
Başbakan Ishiba: “Nükleer Silahsız Bir Dünya İçin Tarihsel Misyonumuz Var”
Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ise yaptığı konuşmada, Japonya’nın nükleer silahsız bir dünya için liderlik rolü üstlenmeye kararlı olduğunu belirtti. Hiroşima ve Nagasaki’de yaşananların tekrarlanmaması için Japonya’nın 3 temel ilkeye (nükleer üretmeme, sahip olmama, ülkeye sokmama) bağlı kalacağını yineledi.
Ishiba, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) çerçevesinde ülkeler arası iş birliğinin artırılması gerektiğini ve Japonya'nın bu konuda öncülük edeceğini belirterek, "Nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya için ilerleme sağlamanın yolu, gerçekleri doğru anlamaktan geçiyor," dedi.
BM Genel Sekreteri Guterres: “80 Yıl Önce Dünya Sonsuza Dek Değişti”
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de törende okunan mesajında, Hiroşima’da yaşananların insanlık için geri dönüşü olmayan bir kırılma olduğunu vurguladı. “O sabah bir şehir yok oldu, on binlerce hayat bir anda sona erdi,” diyen Guterres, günümüzde artan nükleer tehditler karşısında Hiroşima’nın acı mirasının unutulmaması gerektiğini dile getirdi.
Guterres’in sözleri şu şekilde yankı buldu: “Nükleer silahların yol açtığı tehdidi, bu silahları ortadan kaldırarak yok edelim. Hibakuşalara verdiğimiz sözü tutalım. Barışın sesi, geçmişten bugüne ve geleceğe taşınmalı.”
Masumların Gözünden: Bombaların Arkasında Kalan Yaşamlar
Atom bombasından sağ kurtulan Masako Wada ve Toshio Tanaka, 80 yıl sonra bile acıların taze olduğunu söylüyor. Wada, “Hiçbir şey değişmedi. Daha büyük bir risk altındayız,” diyerek nükleer silah tehdidinin halen sürdüğüne dikkat çekti. Tanaka ise "Bugün izlenen savaş politikaları, dünyayı yeniden felaketin eşiğine getiriyor. Eğer bu yoldan dönülmezse, bir Üçüncü Dünya Savaşı kaçınılmaz olabilir," ifadelerini kullandı.
Bilimin Gölgesinde Karanlık Bir Gerçek: Atom Bombalarının Mekanizması
Hiroşima’ya atılan "Little Boy" uranyum bombası, yalnızca %1.4’lük bir fisyon oranıyla 15 bin ton TNT gücünde bir patlama yarattı. Üç gün sonra Nagasaki’ye atılan "Fat Man" ise plütonyum bazlıydı ve yaklaşık 21 bin ton TNT gücünde bir yıkım meydana getirdi. Patlama anında yayılan gamma ışınları, nötronlar ve X-rayler, 3 kilometrelik alan içinde ölümcül etkilere yol açtı.
İlk anda patlamadan sağ kalanlar, ilerleyen yıllarda kanser, körlük, katarakt, saç dökülmesi ve iç organ hastalıkları gibi sağlık sorunlarıyla yüzleşti. Psikolojik travmalar, toplumsal dışlanmalar ve derin suçluluk duyguları da hibakuşaların hayatlarını şekillendirdi.
Hiroşima ve Nagasaki'den Günümüze: Sessiz Çığlığın Yankısı
Bugün hâlâ, Hiroşima ve Nagasaki’nin yıkıcı mirası insanlığın en derin yaralarından biri olarak hafızalardaki yerini koruyor. Japonya’nın teslim olduğu 2 Eylül 1945 tarihi, İkinci Dünya Savaşı’nın resmen sona erdiği gün olarak kayıtlara geçerken, atom bombalarının yol açtığı travma ise hala sürüyor.
80 yıl sonra, Hiroşima sadece bir şehir değil; barışın, direnişin ve insanlığın vicdanının sembolüdür. Atom bombasının gölgesinde kalan bu şehir, her yıl milyonlarca insanı bir araya getirerek geçmişi hatırlatıyor ve geleceğe barış dolu bir mesaj gönderiyor.