Türkiye, enerji alanında attığı stratejik adımlarla küresel güç dengelerinde yeni bir sayfa açtı. Yenilenebilirden nükleere uzanan geniş vizyon, Körfez sermayesinin rotasını Ankara’ya çevirdi. ABD basınına yansıyan değerlendirmelerde, Türkiye’nin artık sadece yatırım alan değil, oyunu kuran aktörlerden biri haline geldiği vurgulandı.
1 milyar dolarlık imza masada
Birleşik Arap Emirlikleri’nin yenilenebilir enerji devi Masdar ile Türkiye arasında yaklaşık 1 milyar dolarlık dev bir anlaşma için son aşamaya gelindi.
ABD merkezli analiz platformlarında yer alan bilgilere göre, Niğde’de kurulması planlanan ve batarya depolama sistemini de kapsayan 1100 megavatlık güneş enerjisi santrali, Körfez sermayesinin Türkiye’ye yönelişinde kritik eşik olarak görülüyor.
Bu yatırım, Türkiye’nin sadece üretim kapasitesini değil, enerji depolama ve şebeke güvenliği alanındaki gücünü de artırmayı hedefliyor.
Suudi Arabistan da enerji hattında
İddialara göre yalnızca BAE değil, Suudi Arabistan da Türkiye’nin enerji vizyonuna güçlü ilgi gösteriyor.
Riyad merkezli ACWA Power’ın Karaman ve Sivas’ta toplam 2 gigavatlık projelerle Türkiye portföyünü genişletmesi bekleniyor. Deniz üstü rüzgar santralleri ve yeşil hidrojen üretimi de gündemdeki başlıklar arasında yer alıyor.
Türkiye neden ayrıştı?
ABD merkezli Al Monitor’da yer alan değerlendirmelerde, Körfez ülkelerinin Türkiye’yi artık ayrı bir başlıkta konumlandırdığı ifade edildi.
Ankara’nın güçlü altyapısı, geniş iç pazarı, Avrupa’ya açılan enerji koridorları ve siyasi istikrar vurgusu, Türkiye’yi bölgesel bir enerji dağıtım merkezi haline getiriyor.
2035 hedefi: 120 gigavat
Türkiye, 2035 yılına kadar rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesini dört kat artırarak 120 gigavata çıkarmayı hedefliyor.
Bu dönüşüm için kamu ve özel sektörün toplamda yaklaşık 108 milyar dolarlık yatırım yapması planlanıyor. Körfez ülkeleri ise bu uzun vadeli hedefte Türkiye’nin doğal stratejik ortakları arasında gösteriliyor.
50 milyar dolarlık taahhüt sahaya indi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 yılında Körfez ülkelerine gerçekleştirdiği ziyaretlerle başlayan diplomasi trafiği, somut sonuçlar üretmeye başladı.
BAE’nin Türkiye için açıkladığı 50 milyar dolarlık yatırım taahhüdünün yaklaşık yüzde 60’ının enerji projelerine ayrıldığı bilgisi paylaşıldı. Bu tablo, enerji alanının iki ülke ilişkilerinde ana eksen haline geldiğini gösteriyor.
Nükleerde rota genişliyor
Türkiye, yenilenebilir enerjinin yanı sıra nükleer alanda da kapasitesini büyütüyor. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ardından ikinci santral için hazırlıklar hız kazandı. ABD ve Güney Kore ile yeni ortaklık seçenekleri masada bulunuyor.
Avrupa ortalaması geride kaldı
İngiltere merkezli Ember verilerine göre Türkiye, düşük karbonlu elektrik üretiminde Avrupa ortalamasını aştı.
Elektriğin yaklaşık yüzde 45’i düşük karbonlu kaynaklardan sağlanırken, rüzgar enerjisinin payı birçok Avrupa ülkesinin önüne geçti. Bu performans, Türkiye’yi Avrupa enerji denkleminde öne çıkan aktörlerden biri haline getirdi.
Hazar’dan Avrupa’ya Türkiye koridoru
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazar Geçişli Boru Hattı projesinin somut aşamaya geldiğini açıkladı.
Orta Asya’da üretilecek enerjinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması hedeflenirken, TANAP ve Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı bu stratejinin omurgasını oluşturuyor.