Türk savunma sanayii ürünleri uluslararası alanda takdir toplamaya devam ederken, son olarak Nurol Makina tarafından geliştirilen Ejder TTZA (Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç) modeli İsrail basınında övgüyle yer aldı.
İsrail’in saygın yayın organlarından Maariv gazetesi, Suriye’de düzenlenen askeri geçit töreninde ilk kez kamuoyuna açık şekilde sergilenen Ejder TTZA'yı “18 tonluk zırhlı canavar” ifadeleriyle tanımladı.
Haberde aracın sadece ağırlığıyla değil, sahip olduğu üstün teknolojik donanım ve yüksek manevra kabiliyetiyle de dikkat çektiği vurgulandı. Ejder TTZA'nın saatte 110 kilometre hıza ulaşabildiği, yaklaşık 800 kilometrelik menzile sahip olduğu ve çift ön akslı direksiyon sistemi sayesinde en zorlu arazilerde bile üstün hareket yeteneği sergilediği belirtildi. Bu özelliklerin, modern muharebe sahalarında ciddi avantaj sağladığına dikkat çekildi.
Güçlendirilmiş çelik zırhıyla donatılan araç, iki kişilik mürettebatla birlikte on askere kadar personel taşıyabiliyor. Küçük silah atışlarına ve şarapnel parçalarına karşı yüksek koruma sunan Ejder TTZA, mayın ve el yapımı patlayıcılara karşı koruma amacıyla V şeklinde bir gövde tasarımına sahip. Ayrıca aracın yan taraflarına entegre edilen altı adet sis bombası fırlatıcı sayesinde, muharebe sırasında hızlı gizlenme ve karşı önlem kabiliyeti sağlanıyor. Ejder TTZA, sadece kara kabiliyetleriyle değil, suda saatte 9 kilometreye kadar hızla ilerleyebilen deniz tahrik sistemiyle de dikkat çekiyor.
Türk savunma sanayiinin ihracat başarılarına bir yenisi daha eklenirken, Ejder TTZA modeli daha önce Gürcistan ve Burkina Faso ordularında hizmete girmişti. Şimdi ise Suriye’deki askeri geçit töreniyle birlikte bu araçların Şam yönetiminin envanterinde de yer aldığı netlik kazandı.
İsrail basınında geniş yer bulan bu gelişme, Türkiye’nin savunma sanayiindeki küresel etkisini ve askeri ürünlerinin uluslararası pazarda artan talebini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ejder TTZA’nın sahada gösterdiği performans, Türkiye'nin yerli ve milli savunma stratejisinin doğruluğunu ortaya koyarken, Türk mühendisliğinin ulaştığı seviyenin de önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Türkiye artık sadece kendi güvenliğini sağlamakla kalmayıp, dünya çapında güvenlik aktörü olarak kabul gören bir üretim gücüne ulaşmış durumda.