Uzmanlara göre boş zamanlar, çocukların hayal gücünü ve problem çözme yeteneklerini geliştirmede hayati rol oynuyor
Günümüz çocukları; okul, kurs, spor, sanat ve teknoloji gibi etkinliklerle yoğun bir programa dahil ediliyor. Ancak uzmanlar uyarıyor: Çocukların sıkılmaya da ihtiyacı var. Psikolog Seda Akçakaya'ya göre, sıkılmak çocukların iç dünyalarını keşfetmelerine, yaratıcılıklarını geliştirmelerine ve bağımsız karar alma becerilerini güçlendirmelerine katkı sağlıyor.
Sıkılmak, yaratıcı düşüncenin başlangıcı olabilir
Tarihin en büyük buluşlarından bazıları boş zamanlarda ortaya çıktı. Newton’un yerçekimi yasasını düşünürken bir elma ağacının altında oturuyor olması, Arşimet’in suyun kaldırma kuvvetini bir hamamda keşfetmesi ya da Einstein’ın fikirlerini yürüyüşlerde şekillendirmesi buna örnek.
Psikolog Seda Akçakaya, benzer bir durumun çocuklar için de geçerli olduğunu söylüyor. Akçakaya’ya göre:
“Sıkılmak, çocuğun dışsal uyaranlar olmadan kendi içsel kaynaklarını kullanmaya başlamasını sağlar. Yeni oyunlar icat eder, nesnelere farklı anlamlar yükler, daha önce düşünmediği çözümler üretir.”
Her dakikası planlanan çocuklarda stres artıyor
UNICEF’in 2023 tarihli “Çocukların Ruh Sağlığı” raporuna göre, sürekli programa maruz kalan çocuklarda stres, içe kapanma ve özgüven sorunları daha sık görülüyor. ScienceDaily'de yayımlanan bir çalışmada da sıkılmanın çocukların yaratıcı düşünme kapasitelerini artırdığı tespit edildi.
Akçakaya, sürekli yönlendirilen çocukların içsel motivasyon geliştirmekte zorlandığını ve dışsal uyaranlara bağımlı hale geldiğini belirtiyor:
“Yaratıcılık, belirsizlik içinde yön bulma yeteneğidir. Her anı planlanmış bir çocuk, belirsizlikle karşılaşma ve onu yapılandırma fırsatını kaçırır.”
Boş zaman, doldurulması gereken değil yaratılması gereken bir alandır
Boş zamanlara olan yaklaşımın değişmesi gerektiğini ifade eden Akçakaya, açık uçlu oyunlara, doğa ile temasa ve dijital uyaranlardan uzak ortamlara işaret ediyor. Bu ortamların çocukların kendi oyunlarını kurmalarına, hayal gücünü kullanmalarına ve bireysel becerilerini geliştirmelerine olanak tanıdığını söylüyor.
“Sürekli yönlendirilen bir çocuk, risk almakta ve bağımsız karar vermekte zorlanabilir. Oysa özgüven, bireyin kendi kararlarıyla hareket etmesiyle gelişir.”
Çocuklara 'sıkılma hakkı' tanımak neden önemli?
Uzmanlara göre bu yaklaşım, sadece bireysel gelişim değil, aynı zamanda ruh sağlığı açısından da büyük önem taşıyor. Akçakaya, ebeveyn ve eğitimcilere şu önerilerde bulunuyor:
Çocuklara planlanmamış boş zamanlar bırakın.
Açık uçlu oyuncaklar (lego, taş, kumaş) ile serbest oyun ortamları sunun.
Doğa yürüyüşleri ve sessiz alanlar yaratın.
Sürekli müdahale etmek yerine, çocukların kendi çözümlerini üretmesine fırsat verin.