Özel Haber/ Semanur İrgin - Aslı Biçer
Piyasanın dalgalanmasıyla birlikte yalnız Türkler değil yabancı vatandaşlar da altına yöneldi. 2026'da altın piyasası hakkında uzman İstanbul Mücevherler ve Kuyumcular Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Yıldırımtürk, 55 yıllık tecrübesiyle altın ve gümüş fiyatları hakkında kritik değerlendirmelerde bulundu.
‘Paranın değerini korumak için altın alınan bir dönemdeyiz’
Yıldırımtürk, 2025 yılında en çok tasarruf amaçlı altınların tercih edildiğini vurgulayarak, artık eskisi kadar takı amaçlı alım yapılmadığını söyledi. Bunun gerekçesi olarak da mücevher ve takıda kullanılan altınların alım–satım farkının yüksek olmasını ve imalattan kaynaklanan işçilik maliyetlerinin fazla olmasını gösterdi.
2025’te en çok talep gören ürünlerin ise rafinerilerin ürettiği gram altınlar, Darphane’nin bastığı Cumhuriyet altını çeşitleri ve özellikle 7,21 gram ağırlığındaki 22 ayar Ata Lirası olduğunu belirtti.
Gramın gramı tartışması: Fikir Osmanlı'dan, ihtiyaç halktan doğdu!
2012 itibarıyla çeyrek altın fiyatlarının hızla yükselmesiyle vatandaşların gram altına yöneldiğini belirten Yıldırımtürk, bu süreçte “gramın gramı” olarak bilinen küçük altınların nasıl ortaya çıktığını anlattı. Çeyrek altının alım gücünü aşmasıyla piyasada daha düşük maliyetli alternatiflere ihtiyaç doğduğunu dile getiren Yıldırımtürk, Osmanlı dönemindeki 12,5 kuruşluk küçük altınları benzerlerinin modern biçimde yeniden gündeme geldiğini söyledi. Üretimde yaşanan teknik zorluklara rağmen özel sektör ve rafinerilerin kısa süre içinde 0,62 gramlık mini altınları piyasaya sürdüğünü, ardından 1 gram 22 ayar, 1 gram 24 ayar, yarım gram ve daha küçük gramajlı altınların üretime geçtiğini aktardı. Yıldırımtürk, bu ürünlerin özellikle düğünlerde takı amacıyla yoğun ilgi gördüğünü ancak artan maliyetler nedeniyle yarım gram ve çeyrek gram altınların geçtiğimiz yıl tedavülden kaldırıldığını belirtti.
Yatırım yapacağım diyorsanız takı almayın!
Takı haline getirilmiş altınların değer kaybedip kaybetmediğini değerlendiren Yıldırımtürk, asıl önemli olanın işçilik ve üretim süreci olduğuna dikkat çekti. Üretimi daha kolay olduğu için bileziklerin, tasarruf amacıyla alınıp satıldığında genellikle %3–5 aralığında bir alım–satım farkına sahip olduğunu ekledi. Kolye, küpe ve benzeri takılarda ise işçilik oranlarının %20’den %100’e kadar çıkabildiğini, bu nedenle bu ürünlerin saf tasarruf aracı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.
Buna rağmen altın takıların tamamen değer kaybettiği görüşüne katılmadığını ifade eden Yıldırımtürk, uzun vadede altın fiyatlarının yükselmesiyle birlikte, kullanılan bir takının dahi geri satıldığında TL bazında genellikle kâr sağladığını dile getirdi. Tasarruf amacıyla altın almak isteyenlere takı yerine gram altın ve Cumhuriyet altını çeşitlerini öneren Yıldırımtürk, altın birikiminin orta ve uzun vadede her zaman kazandırdığını söyledi.
Güvenli liman altın: Merkez Bankaları ve yatırımcılar aynı yönde
Altının bu coğrafyada her zaman güvenli liman olduğunu vurgulayan Yıldırım, altın alımında açık ara Türklerin başı çektiğini, ancak son yıllarda bu tablonun küresel ölçekte değiştiğini söyledi. Amerikalı, Avrupalı ve İngiliz yatırımcıların da artık yalnızca takı değil, tasarruf amacıyla altın almaya başladığını belirten Yıldırım, bunun temel nedeninin para birimlerine duyulan güvenin zayıflaması olduğunu ifade etti. Dünya Altın Konseyi verilerine göre son 9 ayda merkez bankalarının 934 ton altın aldığını hatırlatan Yıldırım, yıl sonuna kadar bu rakamın 1000 tona yaklaşmasının beklendiğini aktardı. Doların uluslararası para niteliğini sorgulatan bu süreçte altının öne çıktığını belirten Yıldırım, 2026 yılında ons altının 5 bin doların üzerine çıkabileceğini, Türkiye’de ise gram altının yıl sonuna kadar 9 bin TL seviyelerini görebileceğini dile getirdi.
Altında ayrım yok, hepsi yükselir: Gümüşte endüstriyel talep öne çıkıyor
2026 yılında hangi altın türünün daha çok değerleneceği sorusunu yanıtlayan Yıldırımtürk, altının ham maddesinin yükselmesi halinde bilezikten gram altına, Cumhuriyet altınından yüzüğe kadar tüm altın türlerinin birlikte değer kazanacağını, bu nedenle altınlar arasında bir ayrım yapılamayacağını söyledi. Gümüşteki yükselişin ise iki temel nedene dayandığını belirten Yıldırımtürk, esas ivmenin güneş enerjisi ve elektrikli araçlarda yoğun kullanım nedeniyle artan endüstriyel talepten kaynaklandığını vurguladı. Gümüşün altına kıyasla daha sert dalgalandığını ve bakır fiyatlarıyla paralel hareket ettiğini belirtti.
Altında sabır kazandırır: En az 6 ay en fazla 3 yıl!
2026’da hangi altın türünün daha fazla değer kazanacağı sorusuna net yanıt veren Yıldırımtürk, altının ham maddesinin yükselmesi halinde bilezikten gram altına, Cumhuriyet altınından yüzüğe kadar tüm altın türlerinin birlikte değerleneceğini, bu nedenle altınlar arasında bir ayrım yapılmasının doğru olmadığını söyledi. Gümüşteki yükselişin ise ağırlıklı olarak endüstriyel talepten kaynaklandığını belirten Yıldırımtürk, özellikle güneş enerjisi ve elektrikli araçlarda yoğun kullanımın gümüş fiyatlarını desteklediğini ifade etti. Gümüşün ons fiyatının 61 dolarla zirve yaptığını ve 64 dolara kadar yükselebileceğini dile getiren Yıldırımtürk, gümüş yatırımı düşünenlere Türk lirası yerine dolar cinsinden ons bazlı işlemleri önerdi.
Gençlere yatırım tavsiyesinde de bulunan Yıldırımtürk, aylık gelirden artırılabildiği ölçüde her ay bir gram ya da imkân varsa bir çeyrek altın alınmasını tavsiye ederek, küçük ama düzenli birikimlerin uzun vadede büyük kazanımlar sağlayabileceğini vurguladı. Sağlıklı bir portföy için varlıkların yaklaşık %40’ının altın, %5’inin gümüş, %30’unun hisse senedi, kalan kısmının ise mevduat ve döviz cinsi tahvillerden oluşabileceğini belirten Yıldırımtürk, altın yatırımlarında en az 6 ay, en fazla 3 yıl bekleme süresinin ideal olduğunu söyledi. Piyasa dalgalanmalarına karşı sabırlı olunması gerektiğinin altını çizen Yıldırım, kredili işlemlerden kaçınılması, alım–satım kararlarının ise bilgi ve risk yönetimi çerçevesinde alınması gerektiğini ifade etti.
Ekonomide belirsizlik arttıkça insanlar parasını koruyacak daha güvenli yollar arıyor. Bu noktada altın, yine en çok tercih edilen yatırım aracı olarak öne çıkıyor. Takıdan çok birikim amaçlı alınan gram ve Cumhuriyet altınları, uzun vadede değerini korumasıyla dikkat çekiyor. Gümüş ise sanayide daha fazla kullanıldığı için fiyatı daha hızlı iniş çıkış yapabilen ama doğru zamanda alındığında kazanç sağlayabilen bir seçenek olarak görülüyor. Uzmanların ortak görüşü, altın ve gümüşte aceleci davranmak yerine küçük tutarlarla düzenli birikim yapmanın ve sabırlı olmanın daha sağlıklı sonuçlar verdiği yönünde.