Diyarbakır Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenim gören 2. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Hafize Sena Düzgün’ün, üniversite kampüsünde ağaca asılı halde bulunmasının ardından başlatılan soruşturma çok yönlü şekilde devam ederken, genç kızın geride bıraktığı el yazısı mektuplar, olayın psikolojik boyutunu gözler önüne serdi.
Edinilen bilgilere göre, Hafize Sena Düzgün’ün cansız bedeni kampüs içerisindeki bir ağaçta asılı halde bulundu.
Olayın ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılırken, genç kızın geçmişte de intihar girişiminde bulunduğuna yönelik iddialar kamuoyuna yansıdı.
Cansız bedeni Onkoloji Hastanesi bahçesindeki bir ağacın dalında bulunan Sena Düzgün’ün, olaydan önce kaleme aldığı not defteri, güvenlik güçleri tarafından bulundu.
Mektupta yer alan ifadeler, genç kızın derin bir içsel çöküş yaşadığını ve bilinçli bir hazırlık süreci geçirdiğini ortaya koydu.
"Asıl müsebbip mezarıma gelmesin"
Genç kızın mektubunda en dikkat çeken satırlardan biri şu şekildeydi:
“Asıl müsebbip Ahmet asla mezarıma gelmesin.”
Bu ifade, kamuoyunda bazı iddiaların hedefinde yer alan şahısla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirse de, adli süreç sonuçlanmadan yapılacak her türlü ithamın yargıya müdahale anlamı taşıyabileceği, resmî makamlar tarafından vurgulanıyor.
Sosyal Medyadaki İddialara Resmî Makamlardan Temkinli Yaklaşım
Sosyal medyada, Düzgün’ün bir öğretim görevlisi ile duygusal bir ilişki yaşadığı ve bu durumun onu ruhsal bunalıma sürüklediğine yönelik bazı iddialar gündeme geldi.
Ancak söz konusu iddialar henüz resmi makamlarca doğrulanmazken, yetkililer hukuki sürecin sonucunun beklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Devlet Kurumları Harekete Geçti: Gençliğe Destek Seferberliği
Yaşanan trajik olayın ardından hükümet, üniversite gençliğine yönelik psikososyal destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması için düğmeye bastı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı uzman ekipleri, hem ailenin yanında yer almak hem de olayın benzerlerinin önüne geçmek amacıyla bölgeye yönlendirildi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Dicle Üniversitesi yönetimi, olayın tüm yönleriyle şeffaf biçimde araştırıldığını ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına resmi açıklamaların dışında yapılacak spekülatif yorumlara itibar edilmemesi gerektiğini ifade etti.