Bir anlamda ülkeyi de anlatan bir roman ve film
Ünlü belgesel yönetmeni Nebil Özgentürk, sanat dünyasının ve siyasetin yakından tanıdığı isimlerden Sırrı Süreyya Önder'in hayatını sinemaya uyarlamak istediğini dile getirdi. Özgentürk, yaptığı açıklamada, "Sırrı'nın hayatı başlı başına bir roman, hatta film olmalı. Çünkü onun hikâyesi, bu ülkenin geçmişiyle bugünü arasında güçlü bir köprü kuruyor." sözleriyle dikkat çekti.
Hayatının Film Olacak Kadar Dolu Olması Tesadüf Değil
Sırrı Süreyya Önder, sinema, edebiyat ve siyaset alanlarında adından sıkça söz ettiren bir figür. Yönetmen, senarist, oyuncu ve politikacı kimlikleriyle Türkiye’nin kültürel dokusuna damga vurmuş olan Önder’in yaşamı, yalnızca bireysel bir yolculuk değil, aynı zamanda Türkiye’nin yakın tarihine de ışık tutuyor.
Özgentürk, "Onun yaşadıkları sadece kişisel bir biyografi değil; içinde darbeleri, yasakları, mücadeleleri ve halkın sesini barındırıyor. Bu hikâye, aynı zamanda Türkiye'nin hikâyesidir." diyerek bir anlamda sinemanın toplumsal bellek oluşturma işlevine dikkat çekti.
Roman Gibi Yaşam, Film Gibi Kader
Türkiye'de az sayıda sanatçının hayatı, bu denli katmanlı ve çarpıcı bir anlatıya sahiptir. Sırrı Süreyya Önder, yoksullukla başlayan yaşam mücadelesinden, sanatın gücüyle toplumla kurduğu bağa kadar pek çok açıdan benzersiz bir figür. Yönetmen Özgentürk, bu hikâyeyi "güçlü bir senaryo, derin karakter analizi ve tarihsel bir arka planla" sinemaseverlerle buluşturmayı amaçladığını belirtiyor.
Özellikle 12 Eylül darbesi sonrası yaşanan travmalar, cezaevi anıları ve sanata tutunarak hayatta kalma çabası, Sırrı'nın yaşamında dramatik yapı açısından güçlü bir zemin oluşturuyor.
Sinemanın Gücü ve Toplumsal Bellek
Nebil Özgentürk, uzun yıllardır Türkiye’nin kültürel ve politik figürlerinin yaşamlarını belgeleyen belgesellere imza atıyor. "Sırrı'nın hikayesi, sadece bir insanın değil, bir halkın da hikayesi. Yüzleşmemiz gereken bir tarih var ve bu film, o yüzleşmeye vesile olabilir." sözleriyle bu projenin sadece sanatsal değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk taşıdığını ifade etti.
Toplumun Hikayesi Sinemaya Yansıyacak
Özgentürk, bu projeyle birlikte Türkiye’de yaşayan farklı kesimlerin deneyimlerini sinemada görünür kılmayı hedefliyor. "Bu bir belgesel değil, sinema filmi olacak. Karakterin iç dünyasını, çatışmalarını, umutlarını ve kırılmalarını anlatacağız," diyen yönetmen, senaryo sürecinin başladığını ve arşiv çalışmaları yürütüldüğünü açıkladı.
Filmin, hem yurt içinde hem de uluslararası festivallerde gösterime girmesi planlanıyor.