Ani'nin Sessiz Tanıkları Gün Yüzüne Çıktı: 130 Yıllık Eserler İlk Kez Sergilendi
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Ani Ören Yeri’nde 1892 yılında çıkarılan ve Hz. İsa’ya ait olabileceği değerlendirilen taş rölyef, Kars Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sanatseverlerle buluştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde açılan sergi, Anadolu’nun binlerce yıllık kültürel birikimini gözler önüne seriyor.
ANADOLU'NUN KÜLTÜR MİRASI AYDINLANIYOR
Cumhuriyet’in 102. yılı kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen "102’nci Yılda 102 Sergi: Cumhuriyet'in Işığında Anadolu'nun Kültürel Mirasına Yolculuk Projesi", ülkemizin tarihi derinliğini gün yüzüne çıkarıyor. Bu anlamlı projenin önemli duraklarından biri olan Kars Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, şimdiye kadar sergilenmemiş çok sayıda eseri ziyaretçilerin beğenisine sundu.
UNESCO tescilli Ani Ören Yeri'nde yapılan kazılardan çıkarılan 244 arkeolojik ve etnografik eserin sergilendiği etkinlikte, 196 eser ilk kez vitrinlerde yer aldı. Özellikle 1892 yılında ünlü Rus bilim insanı Nicholas Marr tarafından yapılan kazıda gün yüzüne çıkarılan, üzerinde Hz. İsa olduğu değerlendirilen figürün yer aldığı taş rölyef büyük ilgi gördü.
TARİHE IŞIK TUTAN RÖLYEF: İSA PEYGAMBER OLABİLİR
Müze Müdürü Hakim Aslan, sergiye ilişkin yaptığı açıklamada, taş rölyefin önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Rölyefin alt kısmında bir din görevlisinin portresi yer almakta. Onun hemen üzerinde sunak taşı tutan iki asker figürü ve en üstte de 'İmparator' ya da 'Hz. İsa' olarak değerlendirilen figür bulunuyor. Bu mimari parça, 130 yılı aşkın süre önce kazılarda çıkarılmış ve bugün ilk kez halkımızla buluştu."
SELÇUKLU'NUN SANATI SANATSEVERLERLE BULUŞUYOR
Sergide yer alan dikkat çekici bir diğer eser ise 2021 kazılarında bulunan kemik objeydi. Ejder, kuş ve farklı hayvanların birleşiminden oluşan gerçeküstü bir figürle süslenmiş bu eser, Selçuklu konut mimarisine dair nadide bir örnek teşkil ediyor. Ejder figürlerinde görülen sivri kulak, badem göz ve kanat biçimli sakal detayları, Selçuklu sanatının zarafetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ayrıca 2002 kazılarında Selçuklu Çarşısı’nda bulunan ve lüster tekniğiyle yapılmış sekiz köşeli çini tabak da ilk kez gün yüzüne çıktı. Tabakta yer alan Farsça beyitler ve ortasında resmedilen "saraylı âşıklar" figürüyle, dönemin sanat ve estetik anlayışı ziyaretçileri büyüledi.
CENNETİN SEMBOLÜ: TAVUS KUŞU FİGÜRÜ
Sergide en yeni kazı buluntuları da yer aldı. 2024 yılı kazılarında ortaya çıkarılan tavus kuşu figürlü sırlı kase parçası, Orta Çağ döneminde cenneti simgeleyen bir motif olarak dikkat çekiyor. Bu eşsiz parça da ilk kez bu sergide halkla buluşturuldu.
TARİHİMİZE SAHİP ÇIKAN VİZYONER YAKLAŞIM
Cumhuriyetimizin 100 yılı aşkın birikimini gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen bu sergi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın milli kültür politikaları doğrultusunda hayata geçirdiği vizyoner projelerden biri olarak öne çıkıyor. Tarihimize, kültürel mirasımıza ve kimliğimize sahip çıkmak adına atılan bu adımlar, Türkiye'nin kültürel zenginliğini ve medeniyet birikimini dünyaya tanıtmada önemli rol oynuyor. Türkiye’nin dört bir yanında yürütülen arkeolojik çalışmalar ve müzecilik faaliyetleri sayesinde, kadim mirasımız daha geniş kitlelere ulaşıyor.