Sessizlikle Kapanan Çöl Direnişi
16 Eylül 1931 sabahı, Libya'nın doğusundaki Suluk kasabasında yaklaşık 20 bin kişinin önünde bir darağacı kuruldu. Çölde 20 yıl süren bir direnişin son halkasıydı bu. 73 yaşındaki Ömer el-Muhtar, mahkeme kararıyla idam edilmeden önce bir öğretmen, bir dini lider ve bir halk figürü olarak yaşamıştı.
Aradan geçen 94 yıla rağmen, onun adı hâlâ Libya tarihinin en kritik dönemlerinden birine tanıklık eden bir sembol olarak anılıyor.
İtalya'nın Kuzey Afrika Politikası
1911 yılında İtalya, Osmanlı toprağı olan Trablusgarp vilayetine askerî çıkarma yaptı. Osmanlı’nın çekilmesinin ardından, Libya’daki yerel kabileler işgale karşı savunmasız kaldı. O dönemde Senûsî tarikatının eğitim merkezlerinde yetişmiş bir din adamı olan Ömer Muhtar, bu boşluğu dolduran isimlerden biri oldu.
Kasur Zaviyesi’nde şeyhlik yapan Muhtar, dini otoritesini toplumsal güvene dönüştürerek özellikle Cebelülahdar bölgesinde direnişin koordinasyonunu üstlendi.
Savaşdan Müzakereye: 20 Yıllık Mücadele
1923-1931 yılları arasında, Libya toprakları İtalyan güçleri ile yerli direnişçiler arasında yoğun çatışmalara sahne oldu. Ömer Muhtar, askeri bir geçmişe sahip olmamasına rağmen, dağlık ve çöl arazisini iyi tanıması sayesinde gerilla taktikleriyle dikkat çekti.
Kimi zaman müzakere masasına oturdu, kimi zaman reddetti. Direnişi sonlandırması yönünde kendisine yapılan diplomatik ve kişisel teklifler, hiçbir zaman kabul görmedi.
Savaşın Sivil Yüzü: Kamplar, Sürgünler ve Yıkımlar
1929’dan itibaren faşist İtalya yönetimi, direnişi bastırmak için daha sert yöntemlere başvurdu. General Rodolfo Graziani'nin emriyle binlerce sivil toplama kamplarına gönderildi, köyler boşaltıldı, sınır geçişleri dikenli tellerle kapatıldı.
Ömer Muhtar’ın birliğine yardım edenler ağır şekilde cezalandırıldı. Bu süreçte yerel halkın yaşam koşulları ciddi şekilde bozuldu, sağlık ve gıda krizleri baş gösterdi.
Yakalanış ve Yargılama
11 Eylül 1931’de bir çatışma sırasında yakalanan Ömer Muhtar, Bingazi’ye götürüldü. 15 Eylül'de askeri mahkemeye çıkarıldı. Yargılama, dönemin koşulları içinde oldukça hızlı ilerledi. Bir gün sonra, 16 Eylül’de idam kararı uygulandı.
İdam, toplama kampında tutulan binlerce Libyalının önünde gerçekleştirildi. O gün, Libya tarihinde sadece bir insanın değil, bir dönemin kapandığı gün olarak kayda geçti.
Kültürel Hafızadaki Yeri ve Etkileri
Ömer Muhtar’ın hayatı, sadece tarih kitaplarında değil, sinema başta olmak üzere çeşitli sanat dallarında da temsil edildi. 1981 yılında yönetmen Mustafa Akkad tarafından çekilen Çöl Aslanı adlı film, onun mücadelesini uluslararası izleyiciyle buluşturdu. Filmde Ömer Muhtar'ı Anthony Quinn canlandırdı.
Libya’da 16 Eylül, her yıl "Şehitler Günü" olarak anılıyor. Ancak bu anma, sadece ulusal hafızaya değil, kolonyalizme karşı verilen mücadelenin küresel tarihine de bir gönderme niteliğinde.
94 Yıl Sonra Geriye Kalan
Bugün Ömer Muhtar’ın ismi, Libya'da yalnızca bir sokak ya da okul adı değil. Aynı zamanda bağımsızlık, direnç ve kolektif hafızanın ortak bir simgesi. Onun mücadelesi, yalnızca silahla değil; fikirle, sabırla, sosyal örgütlenmeyle yürütülen bir direnişin örneği olarak değerlendiriliyor. Ömer Muhtar’ın 94 yıl önce sona eren hayatı, bugün hâlâ siyasi değil, tarihsel ve kültürel bir okumanın konusu olmayı sürdürüyor.