Bir Milletin Damakta Kalan Hikâyesi: Çay!
Beş bin yıllık geçmişiyle dünya kültürlerinin vazgeçilmezi olan çay, Türk toplumunda da bir yaşam tarzına dönüşmüştür. Çin’den Anadolu’ya uzanan bu eşsiz içeceğin serüveni, bugün Uluslararası Çay Günü vesilesiyle bir kez daha hafızalara kazınıyor.
Çin’den Dünya Sofralarına Uzanıyor
Beş bin yıl önce Çin’in Fu-kien bölgesinde ortaya çıkan ve hem tıbbi hem de keyif verici bir içecek olarak yaygınlaşan çay, zamanla tüm dünyaya yayıldı. Japonya’da “çâîlik” diniyle kutsal bir değere bürünürken, İran’dan Rusya’ya, Hindistan’dan Avrupa’ya kadar pek çok medeniyette farklı biçimlerde benimsendi.
Batı dillerine "tea" olarak geçen bu sözcük, Türkçeye ise Rusya ve İran üzerinden “çay” olarak girdi. Böylelikle, bir içecek olmanın ötesine geçip kültürel bir kimlik kazandı.
Türkler ve Çayın Tarihî Tanışıklığı
Türklerin çayla ilk temasları milattan önceki yüzyıllara kadar uzanıyor. Hunlar dönemine ait bir bronz kapta çay kalıntılarının bulunması, bu dostluğun ne kadar eski olduğunu ortaya koyuyor. Ancak Türk halkının çayı gerçek anlamda yaşamının bir parçası hâline getirmesi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde gerçekleşti.
Osmanlı döneminde çay, başlangıçta sadece aktar raflarında yer alan bir şifa ürünüydü. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde yer alan bilgiler, XVII. yüzyılda bazı konaklarda ve devlet dairelerinde çayın ikram edildiğini gösteriyor. II. Abdülhamid döneminde ise Çin ve Japonya’dan getirilen çay fidanları Bursa ve Selânik gibi şehirlerde denenmiş, fakat istenilen verim alınamamıştı.
Cumhuriyet Döneminde Çayın Yükselişi
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, kahvenin pahalı oluşuna karşılık çayın Anadolu topraklarında üretilebileceği vizyonuyla çay politikası hız kazandı. Zihni Derin’in 1923 yılında Rize’de başlattığı bilimsel girişimler sonucunda 1924’te ilgili kanun çıkarıldı. 1947’de Rize Çay Fabrikası açılarak yerli ve milli çay üretimi kurumsal yapıya kavuştu.
1930’lu yıllarda Gürcistan’dan getirilen siyah çay tohumları sayesinde Rize, çayın başkenti hâline geldi. Böylece Türkiye, bugün hâlâ yerini koruduğu en büyük altı çay üreticisi ülke arasına adını altın harflerle yazdırdı.
Dünyada ve Türkiye’de Çay Kültürü
Bugün dünya genelinde yaklaşık 1.500 çay çeşidi bulunuyor. Siyah çay, yeşil çay ve oolong gibi türler tek bir bitkiden, “Camellia Sinensis”ten elde ediliyor. Fermantasyon seviyeleri bu farklılığı yaratıyor.
Türkiye ise çay tüketiminde lider ülkedir. Kişi başına yıllık ortalama 6.87 kilogramlık tüketimle dünyada ilk sırada yer alan ülkemizde, çay yalnızca bir içecek değil, bir misafirperverlik göstergesi, bir kültürün ayrılmaz parçasıdır.
Kahvaltılarda güne başlama vesilesi, misafir ağırlamanın ilk adımı, dost meclislerinin vazgeçilmezi olan çay, Türkiye’de sadece damakta değil, gönüllerde de taht kurmuştur.
Uluslararası Çay Günü’nün Anlamı
Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 21 Mayıs, Uluslararası Çay Günü olarak kutlanmakta. Bu özel gün, çay üreticilerinin emeğine, tarımsal kalkınmaya ve kültürel mirasımıza dikkat çekmek amacıyla dünyada olduğu gibi Türkiye’de de anlamlı etkinliklerle anılıyor.
Bir fincan çayın içinde yüzyıllık bir medeniyetin sıcaklığı vardır. Türkiye’nin çayla olan güçlü bağı, yalnızca üretimle değil, sahip olduğu kültürel derinlikle de dünya çay haritasında ayrıcalıklı bir yer edinmesini sağlamıştır.
Bugün çay sadece bir içecek değil, bir kimlik, bir değer, bir gelenek olarak hayatımızdaki yerini her zamankinden daha sağlam bir şekilde korumaktadır.