Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Galeriler Kültür Sanat İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler

İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler

Mevlâna’nın aşk, irfan ve hoşgörüye dayalı öğretilerinden doğan Mevlevîlik, asırlar boyunca İstanbul’un kalbinde şekillendi. Galata’dan Yenikapı’ya, Üsküdar’dan Bahariye’ye kadar Mevlevîhâneler; edebin, musikinin, şiirin ve kalpten kalbe akan zarafetin yuvası oldu.

İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler 1

Mevlevîlik VE Mevlevîhâne Nedir?

Mevlevîlik, Mevlâna Celâleddin-i Rûmî’nin gönüllere işleyen felsefesidir. Kur’an ve Sünnet’ten aldığı ilhamla aşkı, irfanı ve ahlâkı bir hayat yoluna dönüştürür. Mevlevî bir derviş için hayatın özü “kendini bilmek”, “aşk ile yanmak” ve “edep ile yürümektir”. Mevlâna’nın şu sözleri bu anlayışın merkezindedir:

“Bende benimle ilgili bir şey kalmadı artık. Ben tamamen aşkın içindeyim.”

Mevlevîhâneler ise bu aşk yolculuğunun yaşandığı mekânlardır. Dervişlerin yetiştiği, semâların döndüğü, ney sesinin gönülleri titrettiği bu ocaklar; sanatın, şiirin ve musiki aşkının da merkezleridir. Buralarda sadece ilim değil; aynı zamanda edep, zarafet ve insan-ı kâmil olma yolculuğu öğretilirdi.

1 / 8
İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler 2

İstanbul’daki Mevlevîhâneler

İstanbul, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte Mevlevî kültürünün başkentlerinden biri olmuştur. İşte bu şehirdeki bazı önemli Mevlevîhâneler ve iz bırakan simaları:

2 / 8
İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler 3

Galata Mevlevîhânesi – Şeyh Galib’in Sözleriyle Kudretli Bir Miras

1491 yılında kurulan ve İstanbul’un ilk Mevlevîhânesi olan Galata Mevlevîhânesi, hem tasavvuf hem edebiyat hem de musiki açısından çok güçlü bir merkezdi. Burada postnişinlik yapan Şeyh Galib, divan edebiyatının zirve isimlerinden biri olarak şöyle seslenmiştir:

“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen / Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.”

Yani insan, varlığın özü ve Allah’ın yeryüzündeki en değerli aynasıdır…

3 / 8
İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler 4

Yenikapı Mevlevîhânesi – Itrî ve Dede Efendi’nin Ses Verdiği Ocak

1597 yılında kurulan ve zamanla bir külliyeye dönüşen Yenikapı Mevlevîhânesi, Türk musikisinin en önemli isimlerini yetiştirmiştir. Buhûrîzâde Mustafa Itrî ve Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi bu dergâhın bağrında filizlenmiştir. Dede Efendi’nin şu sözü, musikiye bakışını özetler:

“Musiki, kalpten doğar ve kalbe hitap eder.”

Bu dergâhta musiki, yalnızca ses değil; bir dua, bir niyaz, bir aşktı.

4 / 8
İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler 5

Bahariye Mevlevîhânesi – Hüseyin Fahreddin Dede’nin Zarafet Okulu

Eyüp’te, Haliç kıyısında kurulan Bahariye Mevlevîhânesi, geç dönem Mevlevî zarafetinin son büyük temsilcilerini barındırmıştı. Kurucusu Şeyh Hüseyin Fahreddin Dede, musiki ve Mevlevî adabına olan vurgusuyla bilinir. Onun şu sözleri, bir dervişin iç dünyasını anlatır:

“Edep, aşkın yüzüdür. Yüzü olmayan bir aşk, gönüle düşmez.

5 / 8
İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler 6

Üsküdar Mevlevîhânesi – Halil Nûman Dede ve Dervişlerin Geçit Kapısı

1792’de kurulan Üsküdar Mevlevîhânesi, İstanbul’dan Anadolu’ya geçişte önemli bir merkezdi. Özellikle seyr u sülûk (manevî yolculuk) sürecindeki dervişlerin konaklama yeri olmuştu. Ahmed Remzi Akyürek Dede, burada meşihat yapan son postnişindi. Bir rubaisinde şöyle der:

“Kalbe düşen bir ateş, akılla sönmez. Gönül, aşkı öğrendi mi ne uyur ne de susar."

6 / 8
İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler 7

Kasımpaşa Mevlevîhânesi – Sessiz Ama Derin Bir Yolculuk

1631 yılında Şeyh Sırrı Abdi Dede tarafından kurulan bu Mevlevîhâne, halkla iç içe bir tarikat hayatı sürmüş, gösterişten uzak bir sadelikle hizmet vermiştir. Bektaşî-Mevlevî karışımı bir hayat tarzının zamanla yerleştiği bu dergâh, Mevlevîliğin kalenderane tarafını yansıtır.

7 / 8
İstanbul’un Mistik Rotaları: Mevlevîhâneler 8

İstanbul’un Kalbinde Dönen Aşk

Mevlevîhâneler, sadece geçmişin değil; bugünün de kalbine seslenir. Neyin sesi hâlâ Galata’da, semânın zarafeti hâlâ Yenikapı’da, edebin ve aşkın izi hâlâ Üsküdar sokaklarında yürür. Mevlevîlik; sözden öte, bir hâl, bir nefes, bir gönül terbiyesidir. İstanbul ise bu hâlin coğrafyadaki en güzel tecellisidir.

“Gönül bir aynadır, aşk ile cilalanır. Aşkla dönen, orada Hakk’ı görür.”

8 / 8