Musikide nefes; ömer tuğrul inançer
Türk tasavvuf geleneğini 21. yüzyılda canlı tutan en önemli isimlerden biri olan Ömer Tuğrul İnançer, vefatının üçüncü yılında rahmetle yâd ediliyor. 4 Eylül 2022’de İstanbul’daki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden İnançer, ardında bıraktığı derin izlerle yalnızca bir fikir adamı değil, bir gönül rehberi olarak hatırlanıyor.
Bir gönül yolculuğunun başlangıcı
1946 yılında Bursa’da dünyaya gelen Ömer Tuğrul İnançer, ailesinin eğitim ve kültüre verdiği değer sayesinde küçük yaşlarda kitapla ve sanatla tanıştı. Özellikle anneannesinin evinde geçirdiği zamanlar, eski Türkçe kitapların arasında şekillenen zihinsel altyapısı, onun ilerideki tasavvuf ve edebiyat yolculuğuna erken bir başlangıç sağladı.
Hukuk ve musiki arasında dengelenen bir hayat
Lise yıllarında avukat katipliği yaparken İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Üniversite hayatı boyunca yalnızca hukuka değil, gönül verdiği Türk musikisine de yöneldi. Müzik yolculuğu, onu Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne ve büyük üstat Emin Ongan’a götürdü. Batı müziği eğitimiyle başlayan bu serüven, zamanla tasavvuf musikisine derin bir yönelimle devam etti.
20 yıl boyunca özel sektörde avukatlık ve müşavirlik yapan İnançer, 1991 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’na sanatçı-müdür olarak atandı. Aynı zamanda Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Vakfı başkanlığını da yürüttü.
Cerrahi Tarikatı’nda Postnişinlik görevi
1999 yılından itibaren İstanbul Karagümrük’teki Nureddin Cerrahi Tekkesi'nin 21. postnişini olarak görev yaptı. Bu görevi, sadece bir manevi liderlik değil; aynı zamanda tasavvufun estetik, ahlaki ve kültürel boyutlarını kuşatan çok yönlü bir temsilcilikti. Sözleri, duruşu ve sohbetleriyle binlerce kişiye rehberlik etti.
Tasavvuf anlayışı: Şeriat, tarikat, hakikat
Ömer Tuğrul İnançer’in tasavvuf anlayışı, klasik bir yapı olan “şeriat, tarikat, hakikat” üçlüsü üzerine kuruluydu. Bu kavramları;
Şeriat: “İslam’ın zahiri ve hukuki boyutu”,
Tarikat: “Bireyin Allah’a yaklaşma süreci”,
Hakikat: “Allah’ın varlığına ve birliğine dair derin kavrayış”
şeklinde tanımlıyordu.
Özellikle üzerinde durduğu kavramlardan biri olan “hakkaniyet”, onun tüm konuşmalarında ve eserlerinde merkezdeydi. Adaleti ve doğruluğu, bireysel ahlakın ve sosyal yaşamın temel taşı olarak vurguladı.
Eserleri: Gönül diliyle yazılmış kitaplar
Ömer Tuğrul İnançer, düşüncelerini kitaplarında da derinlikli bir şekilde aktardı. Kimi eserlerinde Mevlânâ’yı merkeze aldı, kimi kitaplarında ise günümüz insanının gönül ve nefis çatışmalarını irdeledi. Bazı önemli kitapları şunlardır:
Dinle Neyden & Mesnevi Sohbetleri
Bir Muhammedi Aşık: Hz. Mevlana
Muhabbet Peygamberi Hz. Muhammed
Sohbetler
Kalb-i Selim
Gönül Sohbetleri
Mübarek Vakitler
Vakte Karşı Sözler
Şarkılar Seni Söyler (Ahmet Özhan ile)
Gönül Gözü (Kenan Gürsoy ile)
Bu eserlerde hem klasik tasavvuf mirasını hem de çağdaş bireyin manevi arayışlarını bir araya getirdi.
Sözleriyle gönüllerde iz bıraktı
Sade, etkileyici ve içe işleyen üslubuyla hatırlanan Ömer Tuğrul İnançer’in sözleri, hâlâ sosyal medyada ve sohbet meclislerinde sıkça anılıyor. İşte onun dilden dile dolaşan bazı veciz ifadeleri:
“İlla aşk lazım, aşk olduğu zaman her şey kolaylaşır.”
“Hatâ yapmak Rahmanî’dir, hatâda ısrar etmek şeytanîdir.”
“Kendini bilmenin evveli, aczini bilmekle başlar.”
“Gönlünüzü dinleyin, gönül yanıltmaz.”
“Nefsin dediğinin tersini yaparak mutlu olunur.”
Son yolculuğu ve ardında kalanlar
4 Eylül 2022'de Üsküdar’daki evinde geçirdiği kalp krizi sonrası vefat eden İnançer için, Fatih Camii’nde düzenlenen cenaze törenine çok sayıda seveni katıldı. Cenazesi, ilahiler ve zikirler eşliğinde Karagümrük’teki Nureddin Cerrahi Tekkesi’nin haziresine defnedildi. Aynı tekkede medfun bulunan Muzaffer Ozak ve Safer Dal gibi büyük mutasavvıfların yanına uğurlandı.
Gönül ehline düşen beş nasihat
Ömrü boyunca insanları güzel ahlaka, ölçüye ve içsel arınmaya çağıran Ömer Tuğrul İnançer’in en sık tekrar ettiği beş nasihati şunlardı:
Eski ve yeni ayrımını bitirin. An, aynı andır.
İnsanların hatırını kırmayın.
Laf kalabalığına gelmeyin.
Gönlünüzü dinleyin, gönül yanıltmaz.
Nefsin dediğinin tersi yapılarak mutlu olunur.
Ömer Tuğrul İnançer, modern dünyanın karmaşasında kaybolmuş ruhlara, kadim bir dille seslenen bir rehberdi. Onun ardından yalnızca kitaplar ve sohbetler değil; aynı zamanda bir gönül terbiyesi, bir ahlak pusulası ve bir estetik miras kaldı.