Bir Aşkın Adıydı Vatan
Enver Paşa, 1881 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Ailesinden aldığı disiplinli eğitim ve dönemin çalkantılı siyaset atmosferi, onun genç yaşta askeriyeye yönelmesini sağladı. Harp Okulu’nu ve Harp Akademisi’ni üstün başarılarla bitiren Enver, sadece bir asker değil; aynı zamanda bir fikir adamı, bir hayalciydi. Vatan sevgisi, göz kamaştırıcı bir yıldız gibi hep yolunu aydınlattı.
İttihatçılıktan Sarıkamış’a Uzanırken
1908’de II. Meşrutiyet’in ilanında aktif rol alarak adını duyurdu. Ardından İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ön saflarında yer aldı. 1913 Bab-ı Âli Baskını ile iktidar ortağı oldu. Bu dönem, onun için sadece siyasi bir yükseliş değil, aynı zamanda büyük sınavların başlangıcıydı. Sarıkamış Harekâtı onun en trajik hamlelerinden biri olarak hafızalara kazındı. Karla kaplı dağlarda yitip giden binlerce Mehmetçik, onun en derin sessizliklerinden biri oldu.
Enver Paşa'nın en büyük ideallerinden biri, bütün Türkleri tek bir bayrak altında toplamaktı: Turan. I. Dünya Savaşı sonrasında İstanbul'dan ayrılarak Almanya'ya, ardından Orta Asya'ya geçti. Burada yeni bir hayat, yeni bir cephe ve belki de yeni bir devlet kurmak niyetindeydi. Bu, hem politik hem kültürel olarak onun “dava adamı” kimliğinin dışavurumuydu. Ancak tarih, onun cesur adımlarını kabul etmekte tereddüt etti.
Kaleminden Satırlara: Yazılı Mirası
Enver Paşa’nın yazdığı eserler doğrudan “kitap” olarak yayımlanmasa da; mektuplar, günlükler ve propaganda yazıları arşivlerden çıkarılarak düzenlendi:
Enver Paşa’nın Mektupları – Şükrü Hanioğlu tarafından derlenen eser; özellikle Naciye Sultan’a yazdığı mektuplar 1911–1913 dönemine dair dönemi yansıtır
Enver Paşa’nın Günlükleri ve Hatıraları – Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki cephe notları, strateji hataları ve karar anları gibi içsel bakışlar barındıran belgeler kitaplaştırılmıştır
Enver Pasha “um Tripolis” – Enver Paşa’nın Almancadan gelen ve Trablusgarp cephesindeki günlerine ait kendi yazdığı günlüklerdir, Almanca olarak yayımlanmıştır.
Bu yazılı miras, onun sadece askerî değil aynı zamanda entelektüel bir kimlik taşıdığını kanıtlar niteliktedir.
Bozkırda Son Kurşun
4 Ağustos 1922’de Tacikistan’ın Belcivan bölgesinde, Bolşeviklere karşı verdiği mücadelede yaşamını yitirdi. Ölümünden yıllar sonra naaşı İstanbul’a getirilip Hürriyet-i Ebediye Tepesi’ne defnedildi. Bu, tarihin ona geç de olsa bir vefa borcuydu.
Efsaneye Dönüşen Adam
Kimi zaman bir kahraman, kimi zaman bir hayalperest... Enver Paşa'nın mirası sadece bir siyasetçinin ya da askerin değil, aynı zamanda idealler uğruna ömür tüketmiş bir adamın mirasıdır. Onun hikâyesi, satırlardan taşarak sanat eserlerine, şiirlere ve romanlara ilham verdi. Her anlatımda başka bir Enver çıkarken karşımıza, aslında her biri tarihin aynasında birer yansıma.