Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Galeriler Kültür Sanat Türk irfanının mütefekkir çınarı: Cemil Meriç

Türk irfanının mütefekkir çınarı: Cemil Meriç

“Işık Doğudan Gelir” diyerek Doğu’nun irfanını yücelten, hakikatin izini medeniyetler ötesinde süren büyük mütefekkir Cemil Meriç, vefatının 38. yılında fikirleriyle hâlâ aramızda.

Türk irfanının mütefekkir çınarı: Cemil Meriç 1

İrfanla Büyüyen Bir Ruh, Meriç

12 Aralık 1916’da Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde dünyaya gelen Hüseyin Cemil Meriç, 1912 yılında Dimetoka’dan Antakya’ya göç eden bir ailenin çocuğuydu. Babası Mahmut Niyazi Bey, hâkimlik ve Ziraat Bankası müdürlüğü yapmış bir Osmanlı aydını; annesi Zeynep Ziynet Hanım ise içine kapanık bir Anadolu hanımefendisiydi. Bu aile yapısı, Meriç’in içe dönük ve entelektüel bir kişilik geliştirmesinde önemli rol oynadı.

Fransız mandası altındaki Hatay’da, Reyhanlı Rüştiyesi ve ardından Antakya Sultanisi’nde eğitim aldı. Genç yaşta Arapça, Fransızca ve Kur’an-ı Kerim öğrenen Meriç, hem Doğu hem Batı kültürüyle küçük yaşta tanıştı. Lise yıllarında yazarlığa başladı. İlk yazısı “Geç Kalmış Bir Muhasebe” 1933 yılında yayımlandı.

1 / 6
Türk irfanının mütefekkir çınarı: Cemil Meriç 2

Düşünceye Adanmış Bir Hayat

1936’da İstanbul’a gelen Meriç, Pertevniyal Lisesi’nde eğitimine devam ederken dönemin sol aydınlarıyla tanıştı; Nazım Hikmet ve Kerim Sadi ile yakınlık kurdu. Geçim sıkıntısı nedeniyle öğretmenlik, tercümanlık, nahiye müdürlüğü gibi çeşitli görevlerde bulundu.

1939’da Hatay’daki bağımsız hükümeti devirmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı. İdam talebiyle yargılandı, ancak kısa süre sonra beraat etti. Aynı yıl Hatay, Türkiye Cumhuriyeti’ne katıldı. Bu olay, Meriç’in hem fikir dünyasını hem de tarih bilincini derinden etkiledi.

2 / 6
Türk irfanının mütefekkir çınarı: Cemil Meriç 3

Gözlerini Kaybetti, Ama Gönül Gözünü Açtı

1940’ta İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne başladı ancak kütüphanelerde geçirdiği zamanlar nedeniyle mezun olamadı. 1944’te Fransız Filolojisi bölümünden başarıyla mezun olarak Fransızca öğretmeni oldu. Elazığ ve İstanbul’da uzun yıllar öğretmenlik ve okutmanlık yaptı.

1955 yılında geçirdiği başarısız göz ameliyatları sonucu tamamen görme yetisini kaybetti. Ancak bu durum onu yıldırmadı. “Yeryüzü için kapanan gözler, gökyüzü için açılır” diyerek yoluna devam etti. Yardımcılarına okuttuğu metinleri hafızasından çevirdi, dikte ederek makaleler ve kitaplar yazdı.

3 / 6
Türk irfanının mütefekkir çınarı: Cemil Meriç 4

Türk İrfanına Miras Bıraktığı Başlıca Eserler

Meriç’in kaleme aldığı eserler; Doğu medeniyetlerinden Batı düşüncesine, ideoloji eleştirilerinden edebiyat incelemelerine kadar geniş bir yelpazede Türk fikir hayatına ışık tuttu. En bilinen eserleri:

Hint Edebiyatı / Bir Dünyanın Eşiğinde (1964), Saint-Simon: İlk Sosyolog, İlk Sosyalist (1967), Bu Ülke (1974), Umrandan Uygarlığa (1974), Mağaradakiler (1978), Kırk Ambar (1980), Bir Facianın Hikâyesi (1981), Işık Doğudan Gelir (1984), Kültürden İrfana (1985), Jurnal I–II, Sosyoloji Notları ve Konferanslar.

4 / 6
Türk irfanının mütefekkir çınarı: Cemil Meriç 5

Batı’nın Değil, İrfanın Peşinde Bir Aydın

Cemil Meriç, Batı hayranlığına dayanan düşünsel akımları sorgulamış; Avrupa'nın entelektüel sistemini ezberci taklitlerle değil, gerçek bir karşılaştırmayla anlamaya çağırmıştır. Oryantalizmi eleştirmiş, "aydın"ı Batı’nın tekelinden çıkararak yerli bir zemine oturtmaya çalışmıştır.

“Çağdaşlaşmak elbette ki Avrupalılaşmaktır. Avrupalılaşmak yani yok olmak,” derken, düşünce hayatımıza yönelen kör taklitçiliğe karşı sarsıcı bir uyarı vermiştir.

Cemil Meriç’in 300’e yakın Osmanlıca eserden oluşan şahsi kütüphanesi, kızı Prof. Dr. Ümit Meriç tarafından Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi’ne bağışlandı. Bu kıymetli miras, araştırmacıların ve genç nesillerin hizmetine sunuldu.

5 / 6
Türk irfanının mütefekkir çınarı: Cemil Meriç 6

38 Yıl Geçti, Ama Fikirleri Hâlâ Rehber

Cemil Meriç, 13 Haziran 1987’de vefat ettiğinde ardında yalnızca kitaplar değil; bir düşünce iklimi, bir medeniyet tasavvuru ve bir milletin hafızasına kazınmış cümleler bıraktı. Karacaahmet Mezarlığı’nda ebedî istirahatinde olsa da, onun fikirleri hâlâ zihinlerde yankılanıyor.

Bugün, Cemil Meriç’i okumak; hakikati aramak, kendi köklerimize dönmek ve fikirle yeniden doğmak demektir.

6 / 6